Dili sadece 'vaz'î' kabul edip 'isti'mâl'ini dikkate almayan; manayı yalnızca hakikate hasredip mecâz ve kinâyeye kör olur. Mecâz ve kinâye'den yoksun bir kişinin dilinde de ne nezâket ne de zerâfet bulunur. Dil bilimlerine 'edeb bilimleri' denmesinin bir nedeni de budur.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Dili sadece 'vaz'î' kabul edip 'isti'mâl'ini dikkate almayan; manayı yalnızca hakikate hasredip mecâz ve kinâyeye kör olur. Mecâz ve kinâye'den yoksun bir kişinin dilinde de ne nezâket ne de zerâfet bulunur. Dil bilimlerine 'edeb bilimleri' denmesinin bir nedeni de budur.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Reklam
İnsanlar en yakınlarından esirgedikleri tatlı dil ve güler yüzü belki bir daha hiç karşılaşmayacakları kişilere gösterirken, bir ömrü birlikte geçireceklerine haksızlık ettiklerinin farkına varmazlar. Nezaket ve incelik merhametin ön adımlarıdır. Yumuşak bir dil ile reddedilmek, hoyratça edilen ikramdan daha az incitir.
Sayfa 58 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okuyor
Lütfen okuyun lütfen.
Kalp tenceremizden nefret pişerken dil kaşığımızdan sevgi servisi yapılabilir mi? Gönül denizimizde korku fırtınaları koparken yüz sahilimizde güven servisi yapılabilir mi? Kişilik dolabımızda öfke,çatışma ve kavga varken davranış tabağımızda şefkat servisi yapmamız mümkün mü? Akıl kişilerimizde kızgınlık ve düşmanlık tohumları yeşerirken iletişim bardağımızla nezaket servisi yapabilir miyiz?
Zamanın Sultanları ve Şimdinin Ruh Hali: Bir Başlık Arayışı
Kapıcı Süleyman mı daha rahat bir hayat sürdü yoksa Sultan Süleyman Mı? Düşünsenize İkinci el Brodaway’i olsaydı Sultan Süleyman’ın o kadar yorulur muydu acaba devlet işlerini yönetirken. Ya da elinde tuşlu da olsa bir cep telefonu olsaydı Şehzade Mustafa’nın masum olduğunu geç olmadan öğrenebilir miydi. Hastalandığı zaman özel hekimlerini
246 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
SPOILER içerir!!!
Kitap başlarda akıcıydı ancak bir süre sonra okurken bunaldığımı hissettim. Öncelikle kitabın başından beri Don Lope'yi sevmemiştim. Ancak Don Lope'yi sevmediğim gibi Horacio'yu da, bir türlü sevemedim. Çünkü Horacio da ilişkilerinin başından beri Tristana'nın kendisine boyun eğen, sessiz bir ev hanımı, olmasını düşlüyordu. Ayrıca kitabın başından sonuna kadar Tristana'nın elini attığı her işte çok yetenekli olarak anlatılmasını pek sevmedim çünkü, bunu gerçekçi bulmadım.Resim, dil öğrenme, müzik, tiyatro, pastacılık gibi birçok alanda elini atar atmaz mükemmel bir yeteneği olduğunun söylenmesini aşırı buldum. Bunun dışında Tristana'nın zamanla Horacio'yu ideal hale getirip kafasında kurduğu karaktere aşık olmasını kitabın ve karakterlerin gidişatına uygun buldum. En son buluştuklarınd birbirlerine yabancılaşmaları ve aralarında sadece dostça bir nezaket kalması da çok gerçekçiydi. Son olarak kitabın sonunda Don Lope ve Tristana'nın evlenmesini hiç beklemiyordum Yazar kitabı çok farklı bir yerde bitirmiş. Tahmin etmediğim bir sonla bitmesi hoşuma gitti. Kitabı genel olarak beğendim ve tavsiye ederim.
Tristana
TristanaBenito Perez Galdos · Opera Kitap Yayınları · 2021566 okunma
Reklam
"... İslam, her bir emriyle, yeni bir edep inşa eder. Zira Kur'an ve sünnet, baştan sona edep taliminden ibarettir. Hatta ibadetlerimizin en önemli meyvelerinden biri, ahlakımızı güzelleştirmesidir. Mesela Namaz bizi fuhşiyattan alıkorken, zekat, cimrilik illetinden kurtarır ve paylaşma erdemine eriştirir. Hac da tam bir nezaket ve tevazu talimidir. Oruç ise dil terbiyesi ve merhamet aşısıdır.
Sayfa 135Kitabı okudu
Nezaket ve anlayış hangi devrin iplerine takılı kaldı acaba ağzımızın üstünde koca bir leke taşıyoruz çünkü. Bir şey mutlaka eksik. Bu dil kimseye iyi hissettirmiyor. Ağzımızda çevirip attığımız bir kendini bilmezlik bu hep.
Özür dilemek ile aranız nasıl?
Bazı insanlar için ‘özür dilerim’ diyebilmek çok zorken bazılarının bunu çok sık yapması hakkında ne düşünürsünüz peki? Türk Dil Kurumuna göre özür dilemenin iki anlamı var. Birincisi, yapılan bir yanlıştan ötürü bağışlanmayı dilemek, ikincisi ise kişinin özrünü ileri sürerek bir işi yapmayı istememesi ve o işten bağışlanmasını dilemesi. Her iki
220 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
"HER gerçek hikâyenin altında bir ders yatar..."
Merhaba arkadaşlar, hepimizin aşina olduğu İngiliz edebiyatının klasiklerinden 'Uğultulu Tepeler'in devamı olarak kabul edilen bir eser ile geldim.Emily Brontë'nin tek romanının yalnızca ilk iki cildi yayımlanabilmiş, üçüncü cilt ise küçük kız kardeşi Anne tarafından yazılarak Agnes Grey olarak oluşturulmuş .. 19. yüzyıl Victoria dönemine ait toplumsal sınıf ayrımcılığını, Agnes'in mürebbiye olarak geçen yaşam öyküsü aracılığıyla anlatır. Brontë, Agnes'in cesareti üzerinden toplumu eleştirir, aslında bu şekilde bağ kurar, hatta en samimi sırların bile paylaşılması gerektiğine vurgu yaparak.. Üst sınıflar arasındaki hoşgörüsüzlük, cahillikle mücadele, nezaket ve sevginin önemi, kıymet verilmeyenlerle olumlu ilişkiler kurma çabası; hepsi, eserin güçlü birer ahlaki sesi.. Sade dil ve sakin anlatı ile dönemin sosyal sorunlarına ince bir bakış sunsa da, ablalarının biraz gerisinde kaldığını, beklentilerinizi çok yüksek tutmamanız gerektiğini söylemeliyim.Keyifli okumalar
Agnes Grey
Agnes GreyAnne Brontë · Yedi Yayınları · 2021633 okunma
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.