ve tek dileğim var. bir acaba olayım geçmişinin derinliklerinde, denenmemiş bir fırsat olayım yaşanmamışlıklarında.
Sayfa 21
Ben hayatta en çok babamı sevdim Fezai Abi...
Öyle düşkündük ki birbirimize anlatamam... Sabahları işe giderken onunla birlikte kalkar ve sonra akşam geri dönüş saatine yakın pencerenin önüne yerleşir, yolunu gözlerdim... Ve nihayet uyumadan önce Tanrı'yla konuşurdum. Bizi birbirimizden ayırmasın diye dua ederdim ona... ondan biricik dileğim beni babama, babamı bana bağışlamasıydı. Babam öldüğünde 9 yaşındaydım... sonra hep mutsuz, hep karanlık, hep yalnız oldum ben Fezai Abi. Kimseyi gerçekten sevmedim, kimseden gerçekten nefret etmedim, yaptığım hiçbir şeyin gerçekten bir anlam taşıdığına inanmadım ve tanrıyla da bir daha hiç konuşmadım. Böylece zamanla birbirimizi unuttuk. Ta ki... Onunla karşılaşan kadar. O bana baktığında tanrının gözlerini gördüm ben. Bir umut değil, bir çağlayan içinde yeniden bana döndü, taş ve toprak kardeşim oldu, yüreğim merhametle doldu. Anlayacağın ben yeniden yaşamaya başladım Fezai Abi.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Başarı uğruna hiçbir zaman aşırı çaba harcamam. Eğer çok isterse, kısmet kendi ayağıyla gelsin bana. Gayet iyi biliyorum ki, başkalarının su içer gibi elde edeceği başarılara, var gücümle uğraşsam da erişemeyeceğim. İşte bu yüzden fazla bir şey beklemeden kadere teslim oldum. Hem zaten, neye yarar ki? Stoacı dünya görüşüm, organik bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Hayata karşı zırhlanmak zorundayım. Stoacılığın her hali gibi, bu da sert bir Epikürcülükten başka bir şey değil: Tek dileğim, mutsuzluğumla mümkün olduğu kadar eğlenebilmek. Bunu ne kadar başarabildim ya da zaten hayatta başarı yüzü gördüm mü, bilemiyorum. Aslında insanın herhangi bir başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığından da haberim yok... Aslında bütün bunların stoacılıkla hiçbir ilgisi yok. Istırabımın asaleti sadece lafta. Hasta bir hizmetçi gibi sızlanıyorum. Ev kadınları gibi öfke saçıyorum. Hayatım baştan sona yararsız, tepeden tırnağa hüzne boğulmuş.
Sayfa 472Kitabı okudu
Uzatmayayım, Gönül İşleri Başkanlığı'ndaki morukları halledecek takıma katılmayı reddetmedim. Aldık makinaları, daldık içeri, bastık küfrü, pir-i fanileri bittik. Eee, ne oldu? Burada bıçak olup yüreğime saplanmış kaburgamla yatıyorum. Her şey bitti. Öldüm. Jet uçağı, çiğ tanesine çakılıp infilak etti. Bir hayır sahibi beni gömse bari. Son dileğim, mezarıma papatya koymasınlar, papatyaya alerjim var.
Sayfa 80
“Senin için dileğim bu,” demişti. “Senin, dünyanın en iyi insanlarını tanımanı istiyorum yalnızca.”
Bu dünyada sizi görmekten başka dileğim yok.
Reklam
Tek dileğim, mutsuzluğumla mümkün olduğu kadar eğlenebilmek.
Sayfa 473 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir gün birine âşık olursanız, Tanrı size onunla mutluluklar bahşetsin! Onun için ise bir dileğim yok, ne de olsa sizinle mutlu olacağı kesin. Bir kadın olarak bundan eminim ve size bunu söylüyorsam bana inanmalısınız…
Sayfa 48
"Sen yanımda olduğun sürece benim bir eksiğim yok ki zaten. Sen tamamlanmış bir cümlenin son hecesi, ömür boyu sürecek olan şarkının son notasısın? çocukluğumdan beridirimdeki tek dua tek dileğim olduğunu bilmez misin?"
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.