İnsanları bize yakın kılan çoğu zaman benzerliktir. Bize benzeyene gönlümüz daha kolây ısınır. Ancak benzeyenin ne olduğunu ayırt edebilmek için de daha uzun bir bakış gerekiyor. Divan-ı Kebir'inde Mevlâna:
"Cins cins herkes, her şey kendi cinsi ile kaynaşır, herkes, her şey kendi cinsinden birisini seçer, alır.
Kendi cinsinden olmayanla düşüp kalkan münafık sayılır.
Su ile yağ, katran ile kar bir arada bulunabilir mi? Cinsin den olmayandan ayrılıp kendi cinsinden olana kavuşuncaya kadar, bulunduğu yerde susadıkça susar, susuzluğu arttıkça artar... Kendi cinsin ile olunca süsen gibi dil kesilirsin, neşeli neşeli konuşursun. Kendi cinsinden gayrisinin yanında ise dilsiz olursun, hiç konuşmazsın. Kendi cinsinle olunca gül gibi açılırsın, kendi cinsinden gayrisi ile diken olursun' diyor.
ve de bir bakarsın
törene katılan herkes
senin iyi olduğun konusunda hemfikir
belki duyarsın söylenenleri ama
konuşsan asla duyuramazsın..
sen artık dilsiz bir vaizsindir…