Bedîüzzaman'ın İstanbul'da hayatı, bir derece siyasîdir. Siyaset yoluyla İslâmiyete hizmet edilecek, diye kanaat besliyordu. Siyasî hayata karışması, İslâmiyete hizmet aşkının bir neticesi idi. Daima hürriyet taraftarı idi. Gördüğü haksızlıklardan dolayı Jön Türklere daima muhalefette bulunarak: -Siz dini incittiniz, gayretullaha dokundunuz, şeriatı tezyif ettiniz; neticesi vahîm olacaktır, diye izhar-ı muhalefetten çekinmiyordu.
Sayfa 54 - RnkKitabı okudu
Kasım 1974'te yazılmış, ya bugün...
Onlar şimdi dini, siyaset meydanında maskara ediyorlar. Din adamının devlet ve menfaat hırsları, İslam'ı asırlarca kahreden musibet oldu. Bugün İslam diye elimizde kalan menfur bir düzenin içine yerleştirilmiş menfaat ve vicdanlara tahakküm cihazıdır.
Sayfa 55 - Dergah Yayınları
Reklam
DELİ HALİT PAŞA DESTANI
Namusluyla namussuz Paltosu bir batman gelirmiş Deli Halit Paşa’nın Katlayıp attığında adam da devirirmiş. Paltosu tılsımlıymış söylence olmuş. Kurşunlar girer de çıkamazlarmış Şamanca bir gösteri olarak silkince paltosunu Onlarca yenik kurşun yerlere saçılırmış. Deli Halit Paşa’da çifte tabanca “Namuslu” dediği sağa takılı Düşmana
Kur'an-ı Hakîm'in hizmeti, beni şiddetli bir surette siyaset âleminden men'etti. Hattâ düşünmesini de bana unutturdu.
Ali Suâvi, Avrupalı düşünürlerin o devirde gündemde olan görüşlerinin derin tesirinde kalmıştır. Özellikle Türkçülük konusunda toplumların gelişmesinde ve yıkılmasında din, ahlâk ve ekonominin değil de ırkın önemli bir faktör oldugunu söyleyen Arthur de Gobineau’nun ( 1816-1882) fikirleri onu yönlendirmiştir. Gobineau’nun tarihi ırkla anlatan
Menfaatı Esas Tutan Siyaset Canavardır
Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir, canavar. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen; merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.
Sayfa 707 - ENVÂR NeşriyatKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 851 ile 860 arasındakiler gösteriliyor.