Özellikle aşk şiirleri ezgi ve şarkı ile birlikte dinlenirse gizli heva sebeplerini harekete geçirir ve namahreme gizli meyletme hastalığını* kışkırtır...
Sayfa 127
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Suda Yanan Ateşlerin Ressamı
Tesadüf mü bilmiyorum ama bundan önce okuduğum kitap olan
Germinal
Germinal
'de mekanların çoğu kurgusal olsa da bir noktada Montsou'lu işçiler grevde olduğu için Belçika'nın Borinage madenci kasabasından Belçikalı işçi getiriyorlardı. Burada da Vincent'in babası gibi din adamı olmak isteyip vaiz olarak Borinage'da Wasmes madenci
Van Gogh
Van GoghKolektif · Hayalperest Yayınevi · 2017216 okunma
Reklam
55 syf.
10/10 puan verdi
—— Spoiler içerebilir ——
"Ermiş", Lübnan asıllı Amerikalı şair ve yazar Halil Cibran tarafından yazılmış 26 kısa nesir şiiri (yarı şiirsel) hikayelerden oluşan bir koleksiyondur. Alfred A. Knopf, ilk baskısını 1923'te yayımlamıştır. Bu küçük anlatı, düzenli ortodoksluğa meydan okuyan evrensel bir maneviyata da sahip olduğu için, mevcut, eksik veya karışık
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202371k okunma
Evli olsun, bekar olsun insanın ara ara kendiyle ve Rabbiyle baş başa olacağı bir mekânı olmalı...Bir İnsanı sevmek, gönül vermek, o insana kalben, ruhen, bedenen bağlanmak güzel şey ama her iki tarafında ara ara nefes almaya kendiyle, kendi arkadaşlarıyla vakit geçirmeye ihtiyacı illaki oluyor... Arkadaş kavramına pek inanan biri değilim ve kime
Modern toplumun yokluğunu en şiddetli biçimde hissettiği ka­yıplardan biri, topluluk ruhudur. Bir zamanlar bir komşuluk iliş­kisi olduğunu, ancak zaman içinde bu ilişkinin yerini adların olmadığı, acımasız bir toplu varoluşun aldığını düşünürüz. İn­sanlar artık birbirleriyle temel olarak sınırlı ve bireysel amaçlara ulaşmak -finansal kazanç, toplumsal ilerleme ya da romantik aşk beklentilerini karşılamak- için ilişki kuruyorlar.
Modern toplumun yokluğunu en şiddetli biçimde hissettiği ka­yıplardan biri, topluluk ruhudur. Bir zamanlar bir komşuluk iliş­kisi olduğunu, ancak zaman içinde bu ilişkinin yerini adların olmadığı, acımasız bir toplu varoluşun aldığını düşünürüz. İn­sanlar artık birbirleriyle temel olarak sınırlı ve bireysel amaçlara ulaşmak -finansal kazanç, toplumsal ilerleme ya da romantik aşk beklentilerini karşılamak- için ilişki kuruyorlar. Geçmişteki hayattan çok farklı bir hayat sürdüğümüz, zor durumda olanlara merhametle el uzatma konusunda ne kadar isteksiz olduğumuzu düşününce açığa çıkıyor. Bu farklılığı an­lamak için aynı zamanda toplumsal ayrılığın küçük göstergele­ rini de göz önüne almalıyız; örneğin, sokakta karşılaştığımız birine merhaba diyemiyor olmamızı ya da yaşlı komşularımıza alışverişlerinde yardımcı olmayı önermememizi de düşünmeli­yiz. Devasa kentlerde yaşıyor, ancak kendimizi eğitim, sınıf ve meslek temelli bir ayrımla bölünmüş kabileleri andıran gettolara hapsediyor, öteki insanların hepsini aralarına katılmak isteyece­ğimiz, hoş bir grup olarak değil de, bir düşman kitlesi olarak görüyoruz. Tanımadığımız bir insanla sokakta ya da toplumsal ilişkilerin yaşandığı herhangi bir yerde doğaçlama bir sohbete başlamamız, tuhaf ve sıra dışı bir davranış olarak kabul ediliyor. Otuz yaşını geçtikten sonra yeni bir arkadaş edinmek bile haya­tımızda şaşırtıcı bir gelişme oluyor.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.