Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Emre Timur külliyatımdan #ödev Emre Timur,herkesin okuyup beğenebileceği bir kalem değil aslaOkunması zor yazarlardan, kitapları ise beyin yakan cinsten. Yazardan okuduğum 8.kitabı. Nedense en çok bu kitabı okurken-daha doğrusu okumaya başlamak için-zorlandım. Kitabın ismi olan "Ödev Nasıl Kendim Olurum?" sorusunun cevabını
Ödev
ÖdevEmre Timur · İz Bırakan Kalemler Yayınevi · 202340 okunma
İnsanlığı bu modern barbarlık ve cahiliyet çağından kim kurtaracak, onları karanlıktan nura kim kavuşturacak; çifte standartları, sahte nezaketleri, hilekâr ve riyakâr beşerî kuralları, maskeli hırs ve sömürü düzenlerini, beynelmilel zulüm oyunlarını kim bozacak; nefsin, şeytanın, küfrün, nifakın zincirlerini kim kıracak; zalime, zorbaya, kaba kuvvete, sömürücüye, yalancı ve dolandırıcıya kim dur diyecek; hakkı, hayrı, adaleti, insafı, merhameti, fazileti... insanlığa yeniden kim getirecek? Elbette, mü'minler, salihler, kâmiller, alimler, fazıllar ve onlara destek verecek olan geniş halk kitleleri, suskun, kırgın, bezgin, bitkin mazlumlar, mağdurlar, müstaz'aflar...
Reklam
Başkan Gonzalo: Marks bize şunu öğretmiştir: "Din halkın afyonudur." Bu, bugün bütün gücüyle geçerli olan Marksist bir tezdir ve yarın da öyle olmaya devam edecektir. Marks, dinin sömürünün ürünü olan toplumsal bir olgu olduğunu ve sömürü ortadan kaldırılıp yeni bir toplum ortaya çıktıkça kendi kendine söneceğini de belirtmiştir. Bunlar göz ardı edemeyeceğimiz ve sürekli akılda tutmamız gereken ilkelerdir. Daha önce ifade ettiğimiz noktaya bağlı olarak halkın dinsel yanının olduğu unutulmamalıdır ki bu, devrim ve somut olarak Halk Savaşı uğruna kendi derin sınıf çıkarları için yürüttükleri mücadeleler önünde hiçbir zaman bir engel teşkil etmemiştir, gelecekte de etmeyecektir. Kongrede kabul edilen programda da onaylandığı gibi bir dini inanç özgürlüğü sorunu olarak bu dinselliğe saygı duyduğumuzun çok açık bir şekilde anlaşılmasını isterim.
Mobbing Bank Diyor ki;
Yaşam Kalite Düzeyimiz Nasıl Artabilir? Yaşam kalite düzeyimizin artabilmesi için ilk önce ortadoğu ve batı sömürge zihniyetinden uzaklaşmamız gerekir. Yirmi yıldır dinci siyasi ideolojik bataklık ülkemizi böyle bir felakete batının ülkemiz üzerinde bir asır önce ki planlarına hazırlık amaçlı bir çabaya dönüşmesine yol açtı. Bir asırlık
Mobbing Bank Diyor ki;
Ortadoğu Kültürünün Duygu, Batı Kültürünün Maddi Sömürü Zulmünü Bir İbret ile Bitiriyoruz Türkler de yaşam mana üzerine kuruludur. İhtiyaçtan fazlası zehir gelir Türklere. İsraf haram demeyen din var mı? Dinler yokken Türkler de yaşanıyordu. Dinler bütün bu bilgileri bizden almış kullanmıştır. Dini farklı niyetle kullanmak adına dinin
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Reklam
Helak Olan Kâfirler
Allah'ı ve O'nun gönderdiği kitabı peygamberi inkâr eden ve onlara karşı olup düşmanlık eden insanlara kâfir denir. Bu kişilerin temel özellikleri şöyle sıralanır: a. Cehalet: Onlar gerçeği görmezden gelirler. İşlerine geleni bilir ama işlerine gelmeyene gözlerini, kulaklarını, beyinlerini ve kalplerini kapatırlar. Alıcıları tümüyle kapalıdır. Din, onların nefsani azgınlıklarını engellediği, hayatlarına bir denge, bir disiplin getirdiği ve her istediklerini yapmalarına müsaade etmediği için İslam'ı öğrenmek istemezler. b. Kötü fiiler: Bunlar sorumsuz insanlar oldukları için her şeyi yaparlar. Çünkü ilkesizdirler ya da keyfi olarak ilkelerini kendileri belirler. c. Nimetlerle/imkânlarla şımarmak ve kibirlenmek: Bunun sonunda müstekbir (zorba ve zalim) olurlar ve insanları sömürmeye başlarlar. d. Nimetler/imkânlar ellerinden alındığında feryat etmek: Onlar yaygaracıdır ve en küçük bir şeyde bağırırlar, çağırırlar, dünyayı ayağa kaldırırlar.. e. Gerçeği Dinlememek: İnsanın hayatını düzenleyen ve denge getiren yüce kitap Kur'ân okunduğunda dinlemezler ve Peygamber'e düşmanlık ederler. Onlar Cahiliye Dönemi'nde putlarına istediklerini söyletiyorlar ve putlar üzerinden istedikleri gibi bir din oluşturuyorlardı. Bu nedenle de kendileri/kafalacan/hayatları gibi bir peygamber ve kitap istediler; ancak İslam ile birlikte bu keyfilik, insanları kandırma,istismar ve sömürü sona ermiştir. (Bk. Mü'minûn, 23/63-77).
İsmi (BRHM) Hindistan’ da Brahma olarak bilinen o efsanevi Asi Peygamber. Hz İbrahim’ in hakikati nedir? İbrahim olmak. Tam tersine, bizzat kendi zanlarının oluştuğu çevreye meydan okuyarak, çelişkileri ortaya koymak ve özgür bir insan olarak düşünebilmeye geçmektir, onun makamını içinde açmak. Başta kendi temelini oluşturan zanlarla savaşmaktır. İlk adım “sorgulama”ydı. Bu sorgulama ile beşer, insan olma yönünde bir adım daha atıyordu. Ademiyet makamı… Daha sonra “şekilperestliğin her alanda tespit edilmesi” geliyordu. O şekilperestliğin sonunun fırtınada helak olmak olduğunu görmek ve ondan tamamıyla kurtulmak. Farkındalığın derinleşmesi. Nuh makamı… Ardından; “tespit edilen şekilperestliğe karşı bayrak açmak” gelir. Bizzat o tufanı oluşturmak. Bu inanç sömürüsünü yapanlar güçlü otoriterler de olsa, tek başına o duruşu sergilemek. O sömürü sistemini din kabul eden bir ailesi de olsa, şekilperestlikle savaşmak… “İbrahim Makamı”, insanın eylemiyle samimiyetini ispat ettiği mertebenin adı…
420 syf.
9/10 puan verdi
Eğitim ve İdeoloji
Kitap çok eleştirel ve tamamen idrolojik bir düşünce üzerine değerlendirme ile yazılmış.. Söylenenlerin hepsine katılmam mümkün değil ama bazıları çok yerinde tespitler... "Milliyetçi eğitim sistemlerinde kollektif varlığa,yani millete mutlak biatı militarist bir mantık içinde önermekten başka bir şey söylememiştir.Semavi dinlerin klasik/geleneksel çözümü ise tek noktada takılıp kalmıştır. Çocuğu dindar kılmak ya da ahlaki bir kültürü,temeli din olan toplumsal düzende çeşitli terbiyevi usulleri yerleştirmek....EĞİTİMİN İLLA Kİ BİRŞEYİ MERKEZE ALMASI GEREKLİ Mİ?" Demiş yazar...Eğitimin birçok şeyi merkeze alması lazım tek merkez odaklı olunca yetişenler ortada...Ayrıca Milliyetçilik kavramının anlaşılması tarım toplumlarında ve sanayi toplumlarında farklı algılanırken, kapsayıcı bir sistem yerine sömürücü bir sistem varken;ne tür düşünce yada inanç sistemine sahip olduğu önemli değil..işin sonu hep aynı yere varacak gibi görünüyor... Üniversitelerin farklı düşünceye sahip akademisyenler tarafından elde tutulmasından ziyade gelen genç akademisyen adaylarına yapılan muameleye bakınca anlaşılıyor.. Sömürü düzeni...Uluslararası niteliği olmayan çok insan...Kitap yine de çok öğretici
Eğitim ve İdeoloji
Eğitim ve İdeolojiKemal İnal · Kalkedon Yayınları · 20081 okunma
143 syf.
·
Puan vermedi
Gecekondu yaşamını,ekolojik yıkımı ve gelenek ile şehir yaşamı çatışmasın şiirsel, masalsı,imgelerle dolu anlatan ve içinde mitler de barındıran roman aynı zamanda politik bir yöne,söyleme de sahiptir. Kapitalizme eleştiride bulunan romanda yer alan şehir sıfırdan var olan bir şehirdir.Fabrika ve çöp yığınlarıyla çevrilmiş bu şehirde mücadele,siyasi gelişmeler hiç durmaz. İnsana odaklanan romanda göç,işçi sorunları,yoksulluk, yoksulluk içindeki mücadele, toplumdaki sosyokültürel yapının değişmesinin doğurduğu çatışma,sömürü düzeni,ayakta kalma işlenir. Kırsaldan gelen ve şehre tutunmaya çalışan insanın gecekondu hikayesi devlet politikasının yetersizliğiyle, sahte hocalarla,yoksullukla ,din tüccarlarıyla,yıkımlarla ve yeniden yapımlarla,seçimlerle, grevlerle,fabrikalardaki işçilerle destansı bir biçimde anlatılır. Anlatılan mekanda her duyulan her dinlenen yaşayanların efsanesi olur.Yaşayanlar yeni adetler yaratır ve bunları uygular. Geniş çöp alanları ile sanayi bölgesi arasında kurulan gecekondu mahallesindeki insanların gelenek ve şehir arasındaki sıkışmış ruh hallerini de yansıtan roman insanın doğduğu yere tutunma çabasını işler. Romanda anlatılan yer,anlatılan insanlar hem birer masal kahramanı ve masal diyarı niteliği taşır hem de yetmişlerden sonra göç alan büyük kentlerin ve o kentlerde yaşayanların,yaşananların gerçekliğini taşır.Büyülü gerçekçilik üslubuna sahip roman Türkiye’de hala kanayan yaralardan bahseder.Yaraları bir türlü kabuk tutmayan,şehre yabancılıkları bitmek bilmeyen insanları anlatır.
Berci Kristin Çöp Masalları
Berci Kristin Çöp MasallarıLatife Tekin · İletişim Yayınları · 20121,714 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.