112 syf.
10/10 puan verdi
Çağdaş İran Yazınının Öncüsü Sâdık Hidâyet
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir. Çağdaş İran Yazınının Öncüsü Sâdık Hidâyet Ulaş Başar Gezgin Sâdık Hidâyet (1903-1951), Muhammed Ali Cemalzade’yle birlikte, çağdaş İran yazınının öncüsü sayılıyor. Hidâyet, çeşitli Avrupa ve Asya ülkelerinde çalkantılı bir yaşam sürüyor. Defalarca kendi yaşamına son vermeye çalışıyor. Her defasında
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628.7k okunma
1780 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir. Çokkültürlü Toplum Çokkültürlü Öykü: Sait Faik Öykücülüğünde Ermeni İmgesi Ulaş Başar Gezgin 6-7 Eylül Saldırıları’ndan önce son nefesini veren Sait Faik’in (1906-1954) anlatılarının önemli bir bölümünde, çokkültürlü bir İstanbul ya da İstanbul Adaları betimlenir. Bu çokkültürlüğünün Türk çoğunluk
Bütün Eserleri
Bütün EserleriSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 200975 okunma
Reklam
Din ve Ticaret ilişkisi
Başlangıçta söz vardı. Ve söz Tanrı'ya, peygamberlere aitti. Söz, yaratanındı. Zamanla söze başkaları da ortak oldu. Ticaret ve teknoloji bu süreci hızlandırdı.
64. Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah’ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu en büyük kurtuluştur. ... Ömer b. Hattap r.a. 'tan rivayet olunmuştur ki, Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur: "Allah'ın kullarından bir takım insanlar vardır ki, enbiya değiller, şehidler de değiller, amma kıyamet gününde Allah katındaki makamlarından dolayı onlara nebiler ve şehidler imrenerek bakacaklardır". "Bunlar kimler? Ve ne gibi hayırlı ameller yapmışlardır? Bize bildir de biz de onlara sevgi ve yakınlık gösterelim, ya Resulallah!" dediler. Resulullah: "Bunlar bir kavimdir ki, aralarında ne akrabalık, ne de ticaret ve iş ilişkisi olmaksızın, Allah ruhu ile Allah için birbirlerini severler. Vallahi yüzleri bir nur ve kendileri de nurdan birer minber üzerindedirler. İnsanlar korktukları zaman bunlar korkmazlar, insanlar mahzun oldukları zaman bunlar hüzünlenmezler." buyurdu.
Yunus Suresi 64. ayet meali ve tefsiri
"Hiçbir uygarlıkta, kent yaşamı, ticaret ve saniyeden bağımsız olarak gelişmemiştir. Ne antik çağda ne de modern zamanlarda da durumun dışında kalan bir durum olmamıştır. İklim, halk ve din ayrılıkları, tıpkı çağların ayrılıkları gibi önemsizdir. Bu, geçmişte Mısır, Babil, Yunanistan kentlerinde, Roma ve Arap imparatorluklarında geçerli olmuş bir kuraldır; tıpkı günümüzde, Avrupa, Amerika, Hindistan, Japonya ve Çin kentlerinde geçerliliğini koruduğu gibi. Bu evrensellik, zorunlulukla açıklanmaktadır. Gerçekten, bir kent grubu, ancak yiyecek maddelerini dışarıdan getirerek yaşayabilir. Ancak, bu dışalımın, buna denk düşen ya da bununla eşdeğerdeki mamul ürünlerin dışsatımıyla dengelemesi zorunludur. Böylece, kentle çevresindeki kırsal bölge arasındaki sıkı bir karşılıklı hizmet ilişkisi kurulur. Bu karşılıklı bağımlılığın sürdürülmesi için ticaret ve sanayi vazgeçilmez öğelerdir; sürekli bir alışveriş sağlamak için birincisi, değişim amacıyla mal sağlamak için de ikincisi olmasaydı, kent yok olup giderdi. Kentlerin, ticaretin gelişimine ayak uydurarak nasıl çoğaldıklarını belirlemek kolaydır. Kentler, ticaretin yayıldığı tüm doğal yollar boyunca belirlemişlerdir. Ticaretin ayak izlerinden doğmuşlardır denebilir. Önce yalnız deniz kıyılarında ve ırmak boylarında ortaya çıkmışlardır. Daha sonra, ticaret yayıldıkça, bu ilk etkinlik merkezlerini birbirine bağlayan başka kentler kurulmuştur.
Doğal olarak, Çin'in hükümdarı olarak algılanabilmesi için Kubilay'ın Konfüçyüsçü seçkinlere hitap etmekten ötesini de yapması gerekiyordu. Çin'deki diğer inançların ve dinlerin de gönlünün alınması önemliydi. Kubilay, topraklarındaki bütün dinleri zamanla kazanacak bir siyaset iz­ledi. Çinli bilginlere karşı Konfüçyüsçü sistemi el üstünde tutan
Reklam
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.