Kitleler ugradıkları haksızlıktan kendilerini kurtaracağına iman ettikleri şahıslara insanüstü vasıflar yakıştırmakta, onların ölümsüz olduklarına inanmak istemektedirler.
Çünkü buna ihtiyaçları vardır. Bu sebeple zaman zaman bu ruh halinin bir dini inanç biçimine dönüştügü görülür.
Daha ilk çaglardan beri dünyanın muhtelif yerlerinde ölüm denilen olayın bir çeşit dünyadan yükseğe çıkma olarak kabul edildigine dair inançlar görülmüştür. Mesela piramitlerdeki metinlerden ögrenildigine göre eski Mısır dininde firavunların ölüm esnasında göge çıktıklanna inanılmaktadır. Bu çıkış bazan bir kuş, çekirge yahut uçan bir böcek şekline girerek, bazan da doğrudan yükselmekle olmakta ve firavun Güneş Tanrısı Ra tarafından kabul edilmektedir. Musevilikte ilyas Peygamber'in, ateşten atların çektiği bir arabaya binip göğe yükselerek düşmanlannın saldırılarından ve ölümden kurtulduğuna
inanılmaktadır.Hıristiyanlık'ta da Hz. lsa'nın çarmıha gerildikten (crucifixion) sonra yeniden dirildiği (resurrection) ve göğe çekildiği (ascension) inancı herkesçe malumdur. Aynı inanç bir farkla İslamiyet'te de mevcuttur. İslamiyet'te haça gerilenin Hz. lsa olmayıp Allah tarafından ona benzetilen münafık bir havari olduğu ve ölmeden önce Hz. lsa'nın sağ olarak Allah katına çıktığı kabul edilir
Başka inançtaki insanların karşısına geçip; 'Benim dinimden olmadığın için düşmansın, dolayısıyla benim dinimi hak dini olarak kabul etmek zorundasın, yok eğer kabul etmiyorsan kellenin güvenliği için vergi (cizye-haraç) ödemek zorundasın, yok bunu da kabul etmiyorsan, o zaman dinimin emri gereği katIin vaciptir' diyen bir hukuğun, çağdaş hukuk ve insanlık değerleri karşısındaki anlamı, en hafif deyimle "zorbalığın hukuku" olmaktan başka birşey olabilir mi zaten? Zorbalık ise her durumda zorbalıktır;
bunu doğrudan haraç için veya haracı da meşru kılmak üzere inanç dayatması adına yapmışsın, hukuk mantığı ve ahlak açısından ne farkeder ki?
Sayfa 42 - Başak Yayınları Yedinci Baskı Aralık 1994Kitabı okudu
Eğer birisi dindar olmak isterse "saf imana" dayanmak zorundadır , fakat eğer birisinin dünya görüşü bilime dayanırsa bunun kesin ispatı vardır gibi bir izlenim oluşur bazen. Bu oldukça ciddi bir hatadır. Bilimin muhtelif dallarında makul hiçbir insanın muhtemelen karşı çıkmayacağı kesinlikte sonuçların kanıtlanmış olduğu doğrudur. (" Yeryüzünün düz olduğunu savunan" birisi delile karşı çıkarak kendi görüşlerine sarılan kişi için severek verdiğimiz örnektir.) Fakat bütün bir dünya görüşü olarak bilimi kullanma teşebbüsü, böyle çok kuvvetli bir desteğe sahip değildir. Çoğu zaman bilimsel tabiatçılık denen, bu dünya görüşü, sadece bilimsel kaynakları kullanarak gerçekliğin bu tabiatçı açıklaması, hala başka bir sürü teori gibi bir teori olarak görülmektedir. "Bütün makul insanlar için ispatlanmış" olmaya, dini inanç sistemlerinden daha elverişli değildir.
Vatandaşlığı yapan kan ve toprak değil, inanç. Ümmetin Avrupa dillerinde karşılığı yok. Siyasi ve dini bir bağ. Kuran hem bir ibadet kitabı, hem bir anayasa, muhatabı bütün insanlık (Bkz. Gardet,* La Cité Musulmane, Paris, Vrin, 1970). Demek ki Islâmiyet'in temel mefhumu: Eşitlik. Bu bir amaç değil, bir hak. Hürriyet, eşitliğin bir başka adı veya görünüşü . Sınıf kabul etmeyen, imtiyaz tanımayan bir dinde kimin kime karşı hürriyeti? Batı, hürriyeti, bir hata işleme hakkı olarak tarif ediyor. Müslüman'ın böyle bir hakkı yoktur. Çünkü o ebedi hakikatin, yegâne hakikatin, cihanşümül hakikatin emrindedir.
Evet, Islâmiyet bir kanun ve nizam hâkimiyeti (nomokrasi)dir.* Batı'nın gerçekleştirmeğe çalıştığı eşitliği çoktan fethetmiştir. Fikir hürriyetini, insanı insana saldırtan bir tecavůz silahı olarak değil, bir ikaz, bir irşat vasıtası olarak kabul etmiştir. Demokrasinin ta kendisidir Islâmiyet. Ama Batı'nınkinden çok başka bir ruh ikliminde gelişen, çok başka umdelere dayanan bir demokrasi.
- Kommunizmin millətçiliklə əlaqəsi yoxdur, - Sakit etiraz etdi.
Eminbəyli isə istehza ilə:
- Yadında saxla, bütün kütlə hərəkatlarının kökündə millətçilik durur.
Bunu necə sübut edə bilərsən? - Fərhad qaşlarını çataraq dilləndi.
- Musanın zamanından əsir ibranilərin Misirdən çıxarılmasından tutmuş, yapon şovinizminə qədər hər şeyin kökündə millətçilik adlanan bir din, bir inanc yatır. Bir millətin digərini istismar etməmək haqqının qabardılması. Budur. XVI əsrin reformasiyasına baxaq. Dini hərəkat kimi başladı, amma mesaj nə idi? Lüter deyirdi ki, italyanların gözündə biz almanlar axmaq german donuzlarıyıq. Bizi fırıldaqçı kimi oynadır və ölkəmizi iliyinə qədər sümürürlər. Oyan, Almaniya! Hə, biz bolşeviklərin onlardan fərqi nədir? Uğrunda çarpışdığımız müqəddəs amallar nəyə qulluq edir? Ətrafa baxın, gizli repressiya hamımızı ələyir. Yaxşı, hansı cəbhəyə qulluq edirik? Qazancımız: Zəncirimizin uzunluğu qədər azadlıq...
Gökhan Özcan ile tanışalı çok olmadı ancak yazılarını ilgiyle takip ediyorum. Yıllar öncede üslûbu aynı mıydı merak ettim ve bu ilginç sorularla dolu yazıya denk geldim.
İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz, buyrunuz :D
1.Bugün dindar bir yetişkinsiniz, peki bu kimliğiniz sizin küçükken misket oynamanıza engel teşkil etmiş miydi?
2.Küçük
İşte o dava adamlarından yanlızca ikisi;
MALCOLM X,
ALİYA İZZET BEGOVİÇ
O küçük ve savunmasız bedenlerinin içindeki inanç azmini ortaya çıkararak fikirlerini hep desteklemişlerdir. Söylenilen her şeye inanmayıp önce düşünmüşlerdir ve sonrada sorgulamışlardır. İste tıpkı her dava adamının sonunun kötü bittiği gibi bu iki dava adamininda sonu kötü bitmiştir.
Aliya öldüğü gün bulutlar bile ağlamıştı
Malcolm x e duzenlenen suikasta ne demeli kendi çocukları ve karısı önünde öldürülmüştü.
İslam dini korkaklarin değil,cesur ve atılgan müslümanların omuzlarında yükselmiştir ve halada yükselmeye devam edecektir.
Evet, inancın zulme (dini bir inanç değil ), birlikteliğin güce galip geldiği, zayıfların zorbalara meydan okuduğu bedeli ağır bir yürüyüştür Gazze! Bu yolun yolcularına ve onlara yoldaş olanlara selam olsun ...
Biz tanrının olduğunu bilmiyoruz,ama olmadığını da bilmiyoruz, varlığına karşı supheciysek yokluğuna karşı da şüpheci olmalıyız,eğer dini kucumsuyorsan ,o zaman Tanrının varlığına duyulan inanç kadar yokluğuna olan inanci da küçümseme