Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
‘60’ların sol dalgasında asıl, emekçilerin hak ve özgürlük talebinin bizzat kendilerince kitlesel biçimde üstlenilmeye başlaması, çığır açıcıdır elbette. Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Rıza Kuas’ın (1926–1981) 1968’de kaleme aldığı, bir fabrikada mesai çıkışında uygulanan üst aramasına isyan eden bildiri, bu çığırı özetlemeye yeter: “Yalnız işçilerin üstü aranıyor. Demek ki bizi kendilerinden ayırıyorlar. Çoluk çocuk sahibi, temiz Türk işçisinin üstü bir hırsız gibi aranamaz. İşçi hırsız değildir. İşçi, emeği çalınan Türk vatandaşıdır. Sen üstünü aratma, gerisini sendikana bırak.” Sınıf bilincini, mücadele azmiyle ve insan onuru ‘dikliğiyle’ birleştiren bir dildir bu. Lastik-İş’in de 1967’de kurucularından olduğu Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), yerleşik klientalist-paternalist sendikacılığı bu dil ve tavrıyla sarsacaktır.
Sayfa 598Kitabı okudu
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Baran," dedi Aziz Ata, "Bir süredir düzenli olarak bir yazılımcıya gidip geliyormuş Elinde bir hard disk varmış, hard diskin içinde de bozuk bir ses kaydı dosyası..."
Reklam
Başka yıldızların gezegenlerini gözlemlemek
❝ Henüz doğrudan doğruya görememekteyiz başka yıldızların gezegenlerini. Bunlar kendi bölgesel güneşlerinin ışığı altında birer parıltılı noktacıktan ibarettir. Fakat görülmeyen bir gezegenin gözleyebildiğimiz bir yıldız üzerindeki çekim etkisini saptama aşamasına geldik. Yıldızlar çevresindeki gezegenlerin varlığını saptamaya yarayan başka yöntemlerle birlikte önümüzdeki on yıllarda bize en yakın yüz yıldızdan hangilerinin arkadaş gezegenleri bulunduğunu öğrenebileceğiz. Bu yeni yöntemlerden biriyle yıldızın çıkardığı ve parlaklığının görmeyi engellediği ışığın yapay olarak giderilmesi söz konusudur. Uzay teleskopunun önüne ışığı kapayan bir disk konulabileceği gibi, Ay’ın karanlık ucunu da böyle bir disk yerine kullanmak mümkündür. Böylece gezegenden gelen yansımış ışık, yakınındaki güneşin parlaklığı altında boğulmadığından belirebilmektedir. ❞
12 Eylül 1980 gününe gelinceye kadar "sınıf mücadelesi” ve "proletarya diktatörlüğü” mücadelesi için ön saflarda bulunan DİSK; kurulduğu tarihten itibaren her türlü kitle eyleminin önünde ve içinde olmuştur.
BİTERDİ PLÂK. DİSK BOŞA DÖNERDİ. DÜŞLERİMİZ ÇARPIP GERİ DÖNEN SULARDI ŞİMDİ BÖYLE ZAMANLARDA İLK SÖZÜ SÖYLEMEKTEN KAÇINIRDI HERKES SONRA BİRİ USULCA KALKAR, HERKESE ÇAY KOYARDI ANIMSIYOR MUSUN?
Sayfa 280 - AvaraKitabı okuyor
Her tişt bi ziravî dişkê, mirov bi stûrî
Reklam
Siyatik Acıyla ve duyularla ilgili semptomlar sadece sinir uçlarındaki değişimlerden, duyu tespiti yapan reseptörlerden veya elektrik sinyallerini aktaran kanallardan kaynaklanmaz. Doğrudan sinirlerin sıkışması veya iritasyonu da farklı hislere yol açabilir. Pek çok insanın yakından bildiği siyatik ağrısı bunun bir örneğidir: Bel bölgesinden başlayan ve şiddetli bir elektrik akımını andıran ağrı kalçalara, oradan bacaklara doğru yayılır ve topuğa ya da ayağa kadar ilerler. Yürüyünce veya ayağa kalkınca kötüleşen siyatik ağrısı kişinin şiddetli bir acı çekmesine neden olur ve sakatlığa bile yol açabilir. Siyatik hastalığı sinirlerin omuriliğe katılmak üzere omurgaya girdiği noktada sinir kökünün sıkışmasıyla ortaya çıkar. Omurgayı oluşturan kemik parçalarının (yani omurların) arasında disk denen ve omurların rahatça hareket etmesini sağlayan, darbe sönümlendirme işlevi görerek omurların birbirine sürtünmesini engelleyen yumuşak doku parçaları bulunur. Fakat bazen bu diskler yerlerinden oynayıp dışarı doğru çıkıntı yapabilir veya yırtılabilir. Bu durumda yerinden oynayan diskler sinir köküne baskı yaparak siyatik ağrısına neden olur.
Sayfa 228 - Metis BilimKitabı okudu
Domuz etinde bol miktarda bulunan bağ dokusu, kükürtten zengin mukopolisakkaritlerden ibarettir. Bu madde insan vücudunda kıkırdak, kas ve sinirlere oturarak artrit (mafsal iltihabı), artroz (mafsal kireçlenmesi), disk hernisi (bel fıtığı) gibi çeşitli kromatizmal hastalıklara sebep olur. Aynı zamanda domuzlarda yüksek seviyede olan büyüme hızı ki doğum esnasında birkaç yüz gram olan domuz yavrusu altı ay içinde 100 kg.'ı aşkın bir domuz olur sebebiyle insandaki büyüme hormonunun dengesi bozularak akromegali'ye (burun, çene, el, ayak gibi uç kısımların büyümesi ile oluşan karakterize bir hastalık) sebep olduğu bilinmektedir. Ayrıca domuz etinde bulunan bu
Li meydanê herkes bêdeng e, Ku dijmin dişkê herkes leheng e. Pîrêmerd 🌼
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.