Gönülleri incitmek, sert davranmak, kalp kırmak mert insanların tabiatına yakışmayan bir arızadır, diyor şair. Yani burada ahlakın temel bir değeri olarak kalp kırmaktan sakınmayı gösteriyor. Bu husus önemli: Kalp Allah'a komşudur.
Sayfa 99
Yeni bir ülke yoktur, Diyor o ünlü şair; Ne de yeni denizler. Nereye gitsen bu kent, Seni peşinden izler. Ama gitmektir benim Yenilmezliğim dünyada. Ve ben durmaz giderim, Bu can tende durdukça.
Reklam
"Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor" diyor Cemal Süreya, Aziz Mahmud Hüdayi'nin kapısını dört yüz sene sonra tekrar çalarak. Ne demişti Hüdayi: "Günler gelip geçmekteler / Kuşlar gibi uçmaktalar." Kuşlar uçuyor, fakat hangi kuşlar! Şairin "Kehanet 1985" adlı kısa şiiri cevaplasın sorumuzu: "Lokman şair senin hayatın / Yedi kırlangıcın hayatı kadar / Altısını ardı ardına yaşadın / Bir kırlangıcın daha var!" Kırlangıçtan söz ediyor şair. Ömür birimi yapıyor onu. Yedi kırlangıç ömrü yaşayacağını düşünüyor. Bir kırlangıç ömrü dokuz yıl hesabına göre. 1985 yılında altı kırlangıç ömrü yaşadığını geride bir kırlangıç ömrü kaldığını varsayıyor. Bu matematiğe göre dokuz yıl daha yaşayacaktır şair. Heyhat! Bir gün sekiz yıl yaşadığını öğreniyor kırlangıçların ansiklopediden. Önce üzülüyor. Sonra sekiz sene hesabıyla bir sene önce ölmem lazımdı, ölmedimse, kırlangıç hesabından da, kurtuldum, diye teselli ediyor kendini. Fakat şairlerin ömür hesapları tutmuyor. "Otuz Beş Yaş"ı yolun yarısı olarak gören Cahit Sıtkı Tarancı da yanılmıştı tahmininde. 9 Ocak 1990 sabahı bir göçmen kuş olduğunu hatırlıyor kırlangıç ve göçüyor Cemal Süreya dünyadan.
Han Duvarları
-Osmanzade Hamdi Bey'e- Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı, Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar... Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya. İlk sevgiye benzeyen ilk
Râcil, "yaya" demektir. Mecazen "bilgisiz" anlamına da gelir, yani "ilim sahasında boş geziyor" manasında kulla- nılır. Asıl manası "yaya'dır. Yayasın, uzun bir yola çıkıyor- sun, yükünü hafif tut, diyor şair. Kendine acı, bu yük ile- ride artacak, taşıması zorlaşacak, sırattan geçeceksin. Sırat demişken değinelim; "İlim mi kıymetli, mal mı kıymetli?" diye sordular Hz. Ali'ye. Çeşit çeşit gerekçelerle ilmin kıy- metli olduğunu söylerken dedi ki: "Sırattan geçerken ilim yardımcıdır, mal ise yüktür sana. Elbette ilim üstündür," dedi. Geçişini ağırlaştırır, zorlaştırır; helal ise hesabı var, haram ise azabı var. Çekilir şey değil yani, hafif tut, diyor. { Bu ne demek? İhtiyacından fazlasına göz dikme. Zaten bu sana düşman kazandırır, huzurunu bozar; haset, fesat odağı olursun, bin türlü bela yani vesselam.
Kelâm ve felsefe ilminin hükmü.
"Benim ümmetim sapıklık üzerinde ittifak etmez."(1) Süfyan (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bir müçtehit dağ başında da bulunsa, o tek başına bir cemaattır." Bunun manası şudur: O âlim bulunduğu yerde, cemaatın yolunda devam eder, böylece tek başına bir cemaat gibi olur Nitekim Hz. İbrahim hakkında Cenab-ı
Çağrı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.