Hay sen çok yaşa emi...
İşte bir 
Aziz Nesin klasiği daha. Ne iyi etmiş de yazmış. Yoksa bu güzel eserden mahrum kalacaktım. Her ne kadar 
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ın hikayesini bilsem de, sizin de bildiğiniz üzre okumak gibisi yoktur.
Efendim Aziz Nesin, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı ilk önce 12 bölümlük bir radyo tiyatrosu olarak yazar. Ama kendi kendine yazmaz. Zaten çoğu yazılarını da
Psikoloji diyor ki;
Seni en çok korkutan seçime git.
Senin büyümene en çok bu yardımcı olacaktır.
mahallede 10-15 dakikadır 4-5 tane üzerinde okul kıyafeti olan küçük kız çocuğu çığlık çığlığa bir sağa bir sola koşuşuyor. kapıya çıktım, önümden koşarlarken; ''ne oldu size?'' diye sordum. elinde yeşil renkli bir muhabbet kuşu tutan kız çocuğu, bunu kaldırımın kenarında buldum, arkadaşlarımla onu uçuruyoruz diyor. (elinde tutup sağa sola koşarak uçuruyor kuşu.) baktım kuş hareketsiz, ''abim o kuş canlı mı?'' diye sordum, aynı kız çocuğu; ''yok amca ölü.'' dedi bana. bu cevabı veren kız çocuğuna; ''abim ver onu bana. sen de eve git ellerini güzelce yıka.'' dedim. gruptakilerden bir kız çocuğu ortaya; ''amca kuşu çöpe atacak.'' dedi. bunu duyan avucunda ölü muhabbet kuşunu tutan kız çocuğu bana; ''amca onun hâlâ bi' kalbi var. yazık değil mi çöpe atmaya?'' deyince gruptan başka bir kız çocuğu bana bunu diyen avucunda ölü muhabbet kuşu tutan kız çocuğuna; ''senin de geçen deden öldü, onu niye gömdünüz o zaman? onun da bi' kalbi vardı akıllım.'' dedi. avucunda ölü kuş olan da bunu diyene; ''onun da gömülmesini istememiştim ki ben.'' dedi. sonra yine çığlık çığlığa önümden koşup gittiler. ölü muhabbet kuşunu bana vermeyip uçurmaya devam ederek gittiler..
