Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okumayan kaybeder, okuyan zaten kaybetmiştir.
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli Daha hiç çağrılmadım Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım Ve içimden durgun ve çürük
27 yaşıma gelmişim. Hayatımda hiçbir büyüğüme saygısızlık yapmadım. Dün zam istediğim patron sırf zam yapmamak için bugün iftira attı bana. Gerçekten de burdan sizlere diyorum ki. Avrupa da akrabalarınız varsa sakın ama sakın onların güler yüzüne aldanmayın. Hepsinin gözünü para boyamış. Para onların dini imanı olmuş. Para için her şeylerini satabilirler. Ve hiçbir zaman Avrupa’ya akrabalarınıza güvenerek gelmeyin. Hayatınızın en büyük pişmanlığı olur. Hırsızlıkta bir numaralar ama dindar takılırlar. Avrupa da devleti soymakta onlar kadar öncü kimse yoktur. Tek kuruş paraları helal değildir. Size tavsiyem avrupada zekat, sadaka olarak gelen hiçbir parayı kabul etmeyin. İçinde helallik yoktur. 4 yıla girecek Avrupadayım daha helal para kazananı görmedim.
Reklam
Size bozuk bir metinle rızkıma tam teslim oluşumu ve o günden sonra bu iman ile ömrümü idame ettirmemi anlatan bir anımı paylaşacağım. Sene 2014 Ocak ayinin son günleri İstanbul haznedar‘da bir mağaza çalıştırıyorum. Ocağın ilk haftası bir oğlum oldu kendisi prematüre dünyaya geldi (7 aylık) bu vesileyle kuvözde kalması gerekiyordu. Ben de her
Kimse kimseyi anlamak istemiyor Ömür Hanım
Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya... #şükrüerbaş
Toprağın burcunda bir çift kuş; kefesinde, çaresizliğin ayak izleri... Henüz silinmemişken kaderleri, gönül pusulalarında bir yakarış; sancılıca titriyor bahar düşleri... Bilirim ki ayrılığın gölgesindeki haz, hâlden (na!) anlamaz. Asılsız bekleyişlerden yılgın, ayaz'dan mecalsiz, umuttan bi-lâl; olsa ne çare! İlk yaza ve güneşe, aşka ve ölüme, kanat çırpan bir kuş; göçse ne çare, konsa ne çare! Yüreğim diyorum, yüreğim; onlar gibi yuvasız, onlar gibi biçare...
Valla bu ben aiyy hiç unutmam küçükken babama bizi pikniğe götürmesi için yalvarmıştım sonra da babam gideceğiz dediği vakit de içimi bir huzursuzluk kaplamıştı . Gittikten sonra da piknigimiz çok güzel olmasina rağmen ruhumu koca bir huzursuzluk kaplamıştı yüreğime oturan koca bir öküzle evimize dönmüştük 🤓Şimdi de tam tersi hiçbir yere bir arkadaşımla gidesim yok gidene kadar bin kez gitmesek mi diye usandırtıyorum gidince de aiyy iyi ki geldik diyorum evet psikologlar ve sosyologlar beni tez konusu yapabilir 🤓instagram.com/reel/C66yQd3rrg...
Reklam
Ben diyorum ki ona: - Kül olayım Kerem gibi yana yana Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…
Öyle bir yaştayım ki Ne büyüyebildim diyorum Ne de çocuğa benziyorum Öyle bir yaştayım ki Issız bir adanın yalnızlığını paylaşıyorum.. Hoş geldin yeni yaşım.
Sus ruhum sus artık!!!
yine gece, yine bir boşluk sarıyor ruhumu... ağlamak geliyor içimden hıçkıra hıçkıra ağlamak... nedenini bilmediğim bir yalnızlık sarıyor her yanımı... onca yalnızlık arasında, yalnız değilim diyemiyorum.. bataklığa düşmüş gibi! yalnızlardan biri olduğumu anlıyorum. ne kadar iç çeksem boş... içimdeki kasveti, içimdeki karabulutları
Mayakovski
Kavgacı karakterim yüzünden , bana öylesine karalar çalınıyor , doğru yanlış öylesine günahlar yükleniyor ki , zaman zaman , şu yaygaralar ve sövgüleri artık duymamak için , iki yıllığına ya da daha fazla , başımı alıp nereye olursa olsun , çekip gideyim diyorum ! Ama hemen ertesi gün kendimi toparlıyor , karamsarlığı bir yana atıyor , kolları sıvıyorum ve bir devrim yazarı olarak varolma , devrim için varolma , kavgadan uzak kalmama hakkımı savunarak , savaşa koyuluyorum .
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.