Herkese merhaba.
Benim Yan Pasaj Yayınları’na hayranlığımın farkındasınızdır diye düşünüyorum. Bugün de yine Yan Pasaj Yayınları’ndan harika bir kitap ile geldim karşınıza.
Konusu öyle hüzünlü ki… Arka kapağı okurken bile o hüznü hissediyorsunuz. Ama kitabın içine girdiğinizde, hüznün içinde hayata dair bir umut buluyorsunuz. Bazı yerlerde gülmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Hadi gelin konusuna birlikte göz atalım.
Paula küçük yaştaki kardeşini kaybetmiş mutsuzluğun, depresyonun en derin noktalarındadır.
Gittiği psikiyatristlerden de umudu yoktur. O yaşananların içinden çıkamamaktadır. Ta ki bir gün artık kardeşini ziyaret etmesi gerektiğine karar verene kadar. Ama bunu herkesin gözleri önünde yapamayacağını hisseder ve bir gece gizlice gitmeye karar verir.
O gece ise orada bulunan Helmut çok sevdiği karısının mezarı başında elinde kürek ile bir şeyler yapmaktadır.
Genç kız ile yaşlı adamın macerası bu şekilde başlar. Devamında ne mi olur, okuyun görün diyorum.
Helmut benim gözümde Yukarı Bak’taki yaşlı karakter olarak canlandı. O inatçılığı, o içten içe sevecenliği öyle duygusaldı ki… Paula için çabası, Paula’nın çektiği acılar…
Kitabı mutlaka okunanız gerektiğini düşünüyorum ve herkese tavsiye ediyorum.
#alıntı
İnsanın eline aldığı bir kitap, hayat denizi fazla çalkantılı hâle geldiğinde gerçek bir can simidi olabilir; insan hikâyelere tutunur ve onların kendisini kıyıya, güvenli bir yere getirmesine izin verir.
Nadir gülümsemelerinden birini, gözlerimin arasından beynimin bir yerine yerleşip ağzımın köşelerinin sihirle yukarı kalkmasına neden olacak şekilde gönderdi.