O gün geldi hakikaten. Çalışmaktan yorulduğum, ee şimdi ne yapıyoruz dediğim. Ama ben başka bir şey de bilmiyormuşum onu fark ettim. Öbür türlü parazit gibi hissederim. Yapacak bir şey yok. Bizim varoluşumuz da bu şekilde. Ya da yaşam kavgamız, varoluş çabamız diyelim. Kısa bir mola Bayan Yanı'nda.
🪄
Fırsat buldukça Sıdıka izliyorum bana çok iyi geliyor. Değişmeyen o kadar çok şey var ki insan hayret ediyor, her şey hızla değişirken üstelik. Nostaljik şeyleri genel olarak seviyorum, müziğini de oyununu da kitabını da. Bayan yanı bana bir şeyi daha fark ettirdi. Kadınlar için bir şeyler hep nostaljik kalmış. Burada ajitasyon yok. Bazı gerçekler var maalesef. Bazen erkekler için de aynı şeyleri düşünüyorum. İnsanın insana zulmetme huyunu genel olarak bir kınama hali diyelim. Birileri çok ilerlemiş ama hâlâ "dünyadan" bi haber insanlar var, özellikle çocuklar var. Burada eğitim hakkı bilmem nesi demeyeceğim. Daha çok yaşam hakkı ile ilgili sorunlar var. Kaliteli yaşam hakkı. Bazı beyni çölde kalmış insanların 1500 yıl öncesi örneklerine diyecek fazla bir şeyim yok. Sadece o zaman bile bir bebeğin doğru dürüst süt emmesi için yapılan etkinliği (!), çekilen hasreti örnek verebilirim belki. Kadınlarla ilgili bir şeyler okumak doğal olarak bana çocukları hissettiriyor. Bazen bazı şeyleri duymak bilmek görmek asla istemiyorum. İnsanoğlu gerçekten çok zalim. Zalimoğlu zalim zulümoğlu zulüm. Allah bizleri ıslah etsin. Bazı karikatürler öyle hüzün veriyor işte...
🪄
Genel olarak tatlı bir dergi. Öyle abartı diyeceğim bir şey yok. Bayan Yanı'nı ilk kez okuyorum, sadece kapaktaki olay çok hoşuma gittiği için aldım. Bazen kendi kendime mutlu hissettiğim olur ama asla kimseyi inandıramam bariz bir nedeni olmadığına. Aklıma o geldi.
Dergi okumak bambaşka bir olay.