Çokda fazla kabullenmiş sayılmam aslında... Ama nedir!... Bazı anıların esrik hafızası vardır, unutulmayan. bir zaman önce demişti ki aşk ve sevda için "Bilmiyorsan gel öğren, biliyorsan gel öğret.." ve beni oraya çağıran bir dizi söylem, iz. Gittim, kapı duvar malesef :) amacım ona bişey öğretmek değildi ya da inatçı bir hırs.. sadece birer kahve içip ne anlatmak istiyorduysa onu dinlemek - konu da farketmez - iki hal hatır sormak, çünkü ben buralarda yazıyorum falan ama o herşeyi içinde yaşıyor. Lal dilleri açılsın biraz, ruhen huzur bulsun istedim.. Ama olmadı, bu kadar derin yaraları var ruhunun, anlıyorum ve yürekten çağırmalarına o kadar yolu aşıp gidiyorum ve onun beni görmeyişi :)? Üzüldüm açıkçası, zoruma gitti ağladım biraz (bide diyordu ki önce gelirim belki oraya dedim 'buyur gel baş göz üstüne..!') Yine benden oldu ama yani karakterimden :) ben buna kendimce 'iyi niyetimden vurulmak' diyorum. Neyse canı sağolsun. . Nasıl bir imtihansın sen, rabbim karşıma çıkardı.. yüreğimden hiç çıkmayan (nefret ettiğim halde) :) ömrüm vefa ederde belki görüşürüz yüzyüze inşallah bir gün.. Ha pişman mıyım gittiğime? elbette hayır iyiki gitmişim güzel anılar biriktirdim iyi insanlar tanıdım.. 🤫😉😌💕
Nur Baylar

Nur Baylar

@Nbaylar
·
27 April 02:03
.belirsizlikler içindeki bir geçmiş ve belir­sizlikler içindeki bir gelecekle kabullendiler birbirlerini.
Sükût içre bana bağır Yüküm sıklet, âlem sağır Eğer dersen fazla ağır Gel atalım, vakit tamam Âyân olmaz aşkın gizi İbadettir kalpte izi Dermansız bırakır dizi Gel çökelim, vakit tamam
Reklam
Sosyolog Frank Furedi'ye göre ebeveyn determinizmi aile yaşamına en zarar veren önyargıdır. Bir ilişkiyi bir dizi yetkinliğe dönüştürmeye çalışma güdüsü aile bireylerini birbirinden uzaklaştırır. Odağı anne babadan dışarıdaki bir profesyonele çevirmek ise ebeveynler üzerine bir tür öğrenilmiş çaresizlik duygusu yaratmaktadır. Furedi'ye göre bazı profesyoneller ebeveynliğin karmaşık olduğu konusunu şişirerek, modern ana babaların özgüvenlerini azaltmaktadır. Yani ebeveynlik adeta bir endüstri haline gelmiştir ve bu yüzden ebeveynler kendi içgüdü ve deneyimlerine daha az güvenir olmuşlardır. Kaçırılmaz sonuç ise otoritelerini kullanmaları gere ken anlarda daha az etkili olmalarıdır..
Sayfa 72 - Mundi KitapKitabı okuyor
"Her zamanki gibi, gereği düşünülmüş de, gereği yapılmamış o mahkemelerde" "Şahsiyyet"
"İnsan bir şekilde ölülere alışa biliyor, ne de olsa kimseye bir zararları yok, en azından şimdi yok. Mesele yaşayanlara alışmakta, zor olan o." "Şahsiyyet"
"Bu hayatta bütün kötülükleri aslında hiç tanımadığımız insanlar yapar, onun için de sabah uyanır-uyanmaz yaptığımız ilk şey kendimizi kandırmak." "Şahsiyyet"
Reklam
The Crown
Herkes için her şey olup kendimiz gibi kalamayız.
Devrimi bu insanlar mı yapacak yani?
Ne olursa olsun, umuyorum ki, bu ve müteakip türden bir dizi gözlemin böyle [işlenmeden] serimlenmesi bazı insanları sokağa dökecek nitelikte olacaktır, tabii onları kendileri hakkındaki her türlü sözde kesin ve şaşmaz hesabın, sürekli bir adanmışlık isteyen ve önceden tasarlanmış olabilecek her eylemin mutlak boşluğunun değilse de en azından vahim yetersizliğinin bilincine vardırdıktan sonra...
Ada ve Maestro
-İnsanlar değişir mi? +Birkaç kitap okursa belki değişir.
“Ay ışığı şahit olsun ki sen benim varoluş sebebimsin Hilal.” …
Reklam
864 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Güçlü bir kalem, harika betimlemeler. Gerçekten kalın bir kitap olmasına rağmen bir yerden sonra hikayenin içindeydim ve dizi izliyor gibi hissediyordum. Ama fazla içindeydim ve bir dizi kadar yüzeysel hissettirseydi kapatıp bir köşeye bırakırdım. Spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Öncelikle Jude; seni çok seviyorum, kendini hiç sevemediğini biliyorum ve kitap boyunca sana sarılıp “senin suçun değil” demek istedim beni iteceğini bile bile. Willem, keşke gerçek hayatta senin gibi biri olabilse… Keşke senin gibi birini gerçekten tanısam. Harold, senin gibi bir babam olması için her şeyi yapabilirdim, Malcom, ben de mimariden çok hoşlanıyorum ve o evleri beraber tasarlayabilirdik. JB, üzgünüm ama seni sevmiyorum. Bizimkiler seviyor diye katlanırdım ama. Bu kitabın olayı bence sonunda tüm karakterleri hayatımın bir parçasıymış gibi hissetmiş olmam. Bunun yanında evet, çok hüzünlü ve yer yer yazar insanlıktan nefret ediyor ve bunu empati yeteneğimizi kullanıp bize acı çektirerek hissettiriyor diye düşündüm. Ama acı kadar olmasa da mutluluk, karşılık beklemeden verilen sevgi -ki bence masalsı düzeyde bir sevgi- de gördük. Yaşanan acılar gerçek hayatın olası senaryolarıydı, umarım mutluluklar da öyledir ve böyle insanlarla dolar hepimizin hayatı. Spoiler Çocukluğunda taciz geçmişi olan insanların okumaması için kitabın başına uyarı koyulması gerektiğini düşünüyorum.
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,742 okunma
Öyle bir sevdim ki Müjgan’ı.. Dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim. Evleniriz gibi geldi bana. Evimiz, yuvamız olur. Işığımız yanar. Fakir soframız kurulur gibi geldi. Ah Müjgan Ah
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Üç İstanbul'un Türk Edebiyatındaki önemi
ÜÇ İSTANBUL - MİTHAT CEMAL KUNTAY Bazılarımız bir zamanlar, dizi uyarlamasını TRT'de izlemiştik. Benim de aklımda bazı sahneler kalmıştı. O yıllarda "Duvardaki Kan" ve "Küçük Ağa" da izlenen dizilerdendi. TRT'nin yaptığı bu uyarlamalar, bugünkü yapımlarla karşılaştırıldığında çok nitelikli çalışmalardı. Mithat
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,406 okunma
Dünyadaki en büyük cezaydı bu 'aşığın maşuğundan ayrı kalması'. 🎥: Hercai
Bazen ölümden beter şeyler vardır.. arafta kalmak gibi. 🎥 : Hercai
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.