Sulu kozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titreşiyorlardı. Kâtip, "Ne o?" dedi. "Ne oluyorsunuz?" Kalın kemikli, iriyarı ama kupkuru biri, "Donuyok" diye tekrarladı. Kâtibin yüzü bok koklamışçasına buruştu: "Donuyoruz desene lan, hırt!" İşçinin çeneleri vuruyordu: "Donuyok," diye tekrarladı. "Donuyoruz de be!" "Donuyok!" "Mahsus mu yapıyorsun? Do-nu-yo-ruz!" "Do-nu-yok." "Ayı efendim ayı. Donuyoruz!" "Diyemem kâtip evendi, dilim alışmış bir sefer, dönmüyor..." Araya ırgatbaşı girdi: "Nefesini tüketme. Bunlar nerde insanlık nerde. Bunlara var mı somun! Yerler! Var mı nallı Fatma? Tamam..." Kâtiple ırgatbaşı arka mağazalara gülüşerek giderlerken, "Donuyoruz" diyemeyen işçi eliyle arkalarından "Nah!" yaptı. Sonra da iş arkadaşına döndü: "Donuyoruz," dedi. "Kâtibe niye demedin?" "Keyiflensin diye..." "Keyiflensin diye mi?" "Keyiflensin diye. Bizi ayı, kendini adam bellesin fukara!"
Do-nu-yok
Katiple ırgatbaşı arka mağazalara gülüşerek giderlerken, "Donuyoruz" diyemeyen işçi eliyle arkalarından "Nah" yaptı. Sonra da iş arkadaşına döndü: "Donuyoruz," dedi. Arkadaşı güldü: "Katibe niye demedin?" "Keyiflensin diye..." "Keyiflensin diye mi?" "Keyiflensin diye. Bizi ayı kendini adam bellesin fukara!"
Reklam
Film sahnesinden de hatırlarız...
Sulukozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titreşiyorlardı. Kâtip: "Ne o?" dedi. "Ne oluyorsunuz?" Kalın kemikli, iriyarı ama kupkuru biri: "Donuyok," diye tekrarladı. Kâtibin yüzü bok koklamışçasına buruştu: "Donuyoruz desene lan, hırt!" İşçinin çeneleri vuruyordu: "Donuyok," diye tekrarladı. "Donuyoruz de be!" "Donuyok!" "Mahsus mu yapıyorsun? Do-nu-yo-ruz!" "Do-nu-yok. "Ayı efendim ayı. Donuyoruz!" "Diyemem kâtip evendi, dilim alışmış bir sefer, dönmüyor..." Araya Irgatbaşı girdi: "Nefesini tüketme. Bunlar nerde insanlık nerde. Bunlara var mı somun? Yerler! Var mı nallı Fatma? Tamam... Kâtiple Irgatbaşı arka mağazalara gülüşerek giderlerken, 'Donuyoruz' diyemeyen işçi eliyle arkalarından 'Nah!' yaptı. Sonra da iş arkadaşlarına döndü: "Donuyoruz," dedi. Arkadaşı güldü: "Kâtibe niye demedin?" "Keyiflensin diye..." "Keyiflensin diye mi?" "Keyiflensin diye. Bizi ayı, kendini adam bellesin fıkara!"
Sayfa 66 - Cem YayıneviKitabı okudu
Tüm bunlardan görülüyor ki, özgün Yunan polis'i kabaca MO 1000-800 arasındaki aktif kolonileşme faaliyetleriyle yaratılmıştır. Buradaki en önemli husus kolonileşme tarzıdır. İyonya'daki yerle şimcilerle oluşturulan yeni topluluklar kökenlerindeki şehir-devlet- lerden veya kabile gruplarından bağımsızdı. Daha sonra Miletos ve diğer
Biraz uzun ama ikonik bir sahne
Merhaba bey, nasılsın?" katip de ırgatbaşını hiç sevmezdi,ama belli etmedi. "İyiyim.Sen?" "Sağlığına duacıyım..." Katip, "pamukçu" oğlanlardan sonra "kütlücü" lerin de kanını zımparalayıp"sulu kozacı" lara geçti. Sulu kozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titresiyorlardı.Katip, "Ne
Sulu kozacılar sırılsıklam üst başlarıyla titreşiyorlardı. Katip, "Ne o?" dedi. "Ne oluyorsunuz?" Kalın kemikli, iriyarı ama kupkuru biri, "Donuyok," diye tekrarladı. Katibin yüzü bok koklamışçasına buruştu: "Donuyoruz desene lan, hırt!" İşçinin çeneleri vuruyordu: "Donuyok," diye tekrarladı. "Donuyoruz de be!" "Donuyok!" "Mahsus mu yapıyorsun? Do-nu-yo-ruz!" "Do-nu-yok!" "Ayı efendim ayı. Donuyoruz!"
Reklam
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.