"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
*Kadınların yüzlerine değil gözlerine bak. Ama gözlerinin rengine değil, anlamına.*
Budala* Dostoyevski den okudum dördüncü eser.
Bu eserle ilgili neler söyleyebilirim* çok düşündüm.
Kitabımızın kahramanı Budala* Lev Nikolayeviç Mışkin*
Nasıl bir Bulada Mıskin?
Anahtar kelimeler ile ifade etmek gerekirse deneyimsiz,
olağanüstü saflık ve
Düşersem birgün boylu boyunca
Ürkmezsen eğer savaş çığlığı cesedime
Eğilip üzerime öp beni..
Suya hasret çorak toprak gibi
Beşiğe uzanan anne şefkati ile
İkona değen inanç eli gibi
Toprağa inen yağmur damlası özlemi ile;
Yar gibi..
Say ki Roman çocuğuyum
Anasının sırtında yamalı bohça gibi
Yarısı çıplak gezgin ve sürgün.
Elinde çöplükten yeni
O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık diye üstadın sözleriyle başlamak istiyorum.
İçimizde "Yaşar" Kemal.
Yaşar Kemal Türk edebiyatının ulu çınarıdır. Toprağa saçtığı tohumlar birgün filizlenince nasiplenmek isteyen herkes istediği tadı alacaktır.
Edebiyatımızın en büyük çınarı, en
YouTube kitap kanalımda Pal Sokağı Çocukları kitabını yorumladım: ytbe.one/0QsuJ9RyBtA
Daha dün Kitap Ağacı İzmit Kitap Buluşması'nda bir çocuğa "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diye sordum. Bana "YouTuber" dedi. Burada bir sorun var. Bu incelemede bu sorunu çözmeye
Türk erkeği için kadın çocukken sürekli söyletilen o mini mini kuş şarkısıdır. Vahim olanı ise kendisini ev kafesine kapatmakta ısrar edenin bu kuş rolünü çok iyi benimseyen mini mini kadınlar olmasıdır. Kuş pencereye konmuştur hemen içeri alınmıştır ve bu "cik cik cik cik ötsün diye" yapılmıştır. Ama bazı kadınlar pır pır ederken
Apollon, Antik Yunan'da Güneşin, ateşin, şiirin, ışığın ve 'gerçeğin' tanrısıdir; kehanet yapar, bilicilik özelliği vardır. Bununla birlikte, Orfe öğretisinde sezgi, ilham ve 'vicdan' sembolüdür. Kitabın baş karakteri Gustave von Aschenbach da Apollon özellikleri gösteren, romanda onunla özdeşleştirilen bir karakterdir. Ünlü ve saygın bir