Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.40
Kan Ateşi
Bu kitap daha heyecanlıydı. Diğer sidhe kahinleri ortaya çıktı ama bunca zaman Mac'ten haberleri varken onu yalnız bırakıp hiç yardım etmemeleri ve öne sürdükleri sebepler onları sevmemi sağlamadı. Hiç güvenmiyorum o gruba. Mac biraz onlarla takılıp neler öğrenebilirim diye bakacak bakalım başına ne belalar açacak.
Kitapta yeni karakterler ortaya çıktı. Daninin kendi hikayesinin olduğunu biliyorum ve hiç ilgimi çekmiyor. Sonra fikrim değişir belki. Christian kalıcı mı veya iyi tarafta mı merak ediyorum.
Barrons yine bir gizem küpü. Macle aralarında soğuk bir çekim var. Çok garip bir durum. Önceden bu kadar dikkat etmemişim ama şu an okuduğumda Barrons, Mac'ten bir şeyler bekliyor gibi duruyor. Onu kıskanıyor ama başkalarıyla flört etmesine de kayıtsız kalıyor. Sanki onu durduran bir şey var ya da buna benzer bir durum. Kesinlikle bunun altından bir şey çıkacak bence. Bu sefer Mac'e de biraz sinir oldum. Sürekli Barrons'a senin de diğerlerinden bir farkın yok deyip durması beni sinir etti. Hele hele tecavüzcü sinsi vlane ile eşit tutması büyük haksızlık.
Sidhe kahini özelliği için Mac'i yanında istediği doğru ama Mac'te güvenliği için onun yanında. Bu işte eşit şekilde birbirlerine bir şeyler veriyorlar. Barrons başka hiçbir şey talep etmezken sürekli düşmanlarla bir tutmasına gıcık oldum.
Ayrıca çeviri hataları çok göze batıyordu. Christian ismiyle Scotty ismi nasıl karıştırılabilir?? Sürekli hangi karakteri okuyorum diye tereddüt içinde kaldım.
"Beton olan her şeyin tuzla buz olduğu, dağılıp parçalandığı, altında ölü denizinin dalga dalga yayıldığı uçsuz bucaksız virane. Sabahın ayazında kışa teslim olmuş titreyen şehir, ölüler
kokmasın, canlı olanlar donsun diye metal çekmecelerde ceset saklayan bir morg. Kurtulanlar çıplak ayakları ve pijamalarıyla dirilip mezarlarından yeni
Karanlık Taç-Sarah J. Maas 8/10
Arka Kapak:
Celaena şeytanın buyruklarını yerine getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı? Kralın bir numaralı suikastçisi olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor.
Yaklaşık bir haftadır bana arkadaşlık eden muhteşem bir eser okudum.Yazar hep bu eseri yazabilmek için dua etmiş ya ben de okuyabildiğim için şükrettim.İnsanlar elsiz ,kolsuz yaratılabildikleri gibi vicdansız da yaratılabilirler ,diyor.Ne kadar doğru birilerinin kalbinin yumuşamasını beklemenin nafile bir bekleyiş olduğunu ne güzel de anlatmış.Hayatımda kendimi hep Adam gibi gördüğümü anladım ve karşıma birçok Cathy çıktı ve çıkmaya devam ediyor.Artık beklentileri kısmak kendi kendine yetip bu iş hep böyle deme olgunluğuna erişmek lazım.Günün koşturmacası içerisinde beni kuvvetli bir şekilde yanına çeken ,heyecanlı bir okuma yapmamı sağlayan nadir kitaplarımdan biri oldu.İyi ki ama iyi ki okudum.
Kitabın akıcılığı ve kurgusu ilki gibiydi.Gelişen romantizmi dikkate alarak okuyunca sarıyor ama aynı yorumu doğaüstü unsurlara yapamayacağım.Poker oynayan meleklerdense daha aksiyon dolu olaylar beklerdim.Fakat kitabın hissettirdiği gerilim muhteşem.Baş karakter Nora'nın hissettiği korkuları öyle aktarmış ki adeta benim de ensemde tüylerim ürperdi her seferinde.
-SPOİLER-
Nora'nın sürekli Scott'ın,Patch'in ve Marcie'nin evine gidip yakalanması beni ciddi manada çıldırttı.Ya düzgün ajanlık yapıp yakalanma ya da milletin evine gidip durma.Çok fazla tavsiyeye ihtiyacı var gerçekten.
Sonlara doğru Rixon'un hain olduğunu tahmin etmiştim ama gerçekten helal olsun,Nora'nın Rixon'dan gizli saklı iş yapma konusunda alacağı çok ders var.
Kara El'in Marcie'nin babası olduğu aklıma bile gelmemişti ve son sayfadan anladığım kadarıyla da her ne kadar büyütmediği kızı olsa da Nora'ya hiç nazik yaklaşacağını düşünmüyorum.Umarım kötü sona sebep olmaz.
Tarihi okurken hep geniş pencereden bakmaya gayret ederiz. En doğru perspektifi yakalamak, en doğru yorumu yapmanın yolunun bu olduğuna inanırız. Bir ülkenin kaderi bir ailenin, bir insanın şahsi hayatından daha mı değerlidir? Kaybedilen aile üyeleri, harap olan evler, mecburiyetin üzülmeye izin bile vermediği atmosferde hatıralarını geride bırakarak göç etmek önemsiz şeyler değil şüphesiz.
Bu kitap Afganistan'ın neredeyse otuz yıl boyunca yaşadığı siyasi, dini, toplumsal gerilimleri; göç krizini Leyla ve Meryem'in hikayelerinin içinde bizlere anlatıyor. Oldukça etkileyici. Tavsiyedir.
Selam arkadaşlar bugün sizlere Işılsu Gültekin'in yeni çıkan morana kitabının yorumu ile geldim. Ben yazarın kalemi ile daha önceden tanıştığım için benim için akıcı bir okuma oldu. Karakterlerimizin daha ilk baştan çekime kapılıp aşık olmaları hoşuma gitti. Birbirlerine merhem olmaları çok güzel. Ya böyle aşklar her zaman ilgimi çekiyor her ne kara ikilinin geçmişi yaralı olsa da birbirlerine tutunmaları güzel bir şey. Morana ve Tara’yı okuyanların seveceğini düşünüyorum. Aralarındaki çekim, sırlar ve gerilim dolu o aşk çok iyiydi. Kitap aşktan ziyade aksiyonunda bol olması beni heyecanlandırdı. Aşk falan dedim diye de çok heveslenmeyin ikili gerçekten değişikti ehehe. Ama ben sevdim ikiliyi, bazı yerler hızlı ilerledi ve ben bazı yerleri daha ayrıntılı okumak isterdim. Tek kitap olduğu için bu hızın normal olduğunu düşünüyorum ehehe. Kitap baştan sona sizi merakta bırakıyor ortada dönen sırlar sizin merakını körüklüyor. Özellikle sonlara doğru heyecan tavan yapıyor. Karakterleri sakın iyi beklemeyin ehehe karakterleri hepsi farklı olsa da iyi yönleri pek yok. Kurgu gereği öyleydi her nasılsa. Hepsinin gözü kara oluşunu sevdim. Bir çok karakter vardı bazılarını sevdim bazılarını hiç sevmedim. Romantizm, gizem, sırlar, heyecan ve temposu yüksek bir kitaptı. Bu tarz tek kitaplık bir kitap arayanlar bir şans vermeli.
Selam arkadaşlar kimler 17 numara serisini merak ediyor ya da okudu?
Bitmiş olması bir tık beni üzdü ve yine yazarımız kitapta bir fenalıkla yapmış ehehe. Ben zaten kitabın sonunun öyle bir şeyler olacağını biliyordum ama bir yandan da beklemiyordum. Yapmaz sanıyordum ama işte oldu bir şeyler. Zaten karakterler kötüydü ve onlar için üzülesim de
Metal Simyacı dünyasında tehlike bir kez daha boyut atladı. Kimilerinin gerçek kimliği ortaya çıkarken bazı gizemler de çözülerek düşmanın hedefine giden yolun nerelerden geçtiğine dair tahminler artık daha sağlam temellere dayanıyor. Kötülerin kimliği birer birer ortaya çıkıyor ve tahmin edilenden çok daha güçlü olmaları kahramanlarımız için yaşadıkları dünyayı giderek daha korkunç bir ortama dönüştürüyor. Neyse ki bizim onlara olan inancımız tam.
18. ciltle beraber sona doğru adım adım yaklaşıyoruz ve bu süreçte bazı karakterlerin daha cesur adımlar atmaya başlamasını çok sevdim. Hikayenin nabzıyla beraber cesaretin de artması işimize çok yarayacak çünkü.
Uzun süren savaşlarda cesaretini kaybetmemek çok önemli. Bu hikayede giderek daha derine batsak da birazcık cesaret ve sabırla her şeyi kazanabiliriz.
