İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
Ok gibi doğru ol da yaydan kurtul.
Çünkü her doğru okun, yaydan fırlayacağına
şüphe yoktur.
Mevlana
Zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin.
Akşama doğru Türkan Şoray gazetecilerin kulağına bir şeyler fısıldadı. Kendisini Yavuz Turgul diye tanıtan genç bir gazeteci (Ses adına röportaj yapan) bana yaklaşarak şunları söyledi:
"Türkan Hanım'ın sizden bir ricası var. Sizi evine davet ediyor. Eğer kabul ederseniz, yazarlık üzerine bir görüşme yapacaksınız. Kendisine roman yazma tekniği üzerine bilgiler veriyor olacaksınız. Biz de bu görüşmenin röportajını yapacağız."
Önce sorunu anlayamadım. Ayıp değil ya, ben o zamana kadar gazetelerde çıkan bu tür yazıların hep gerçekleri yansıttığını sanıyordum. Böyle yakıştırıp uydurulmuş sahnelerden derlendiğini bilmiyordum.
Ne kadar düşünürse düşünsün, soruları yanıtsız kalıyordu. Her zaman olduğu gibi, gerektiği biçimde yaşamadığı aklına gelince, hemen doğru yaşadığında direterek bu garip düşünceyi zihninden kovuyordu.
İnsan, kendisinin de yaptığı şeylerden dolayı bir başka insana işkence edebilecek bir varlıktır. Yapılabilecek en aşağılık, en alçakça şeyi yapar fakat başkası da aynı şeyi yaparsa erdeme aykırı olduğu gerekçesiyle türdeşlerini cezalandırır. İnsan böyle bir varlıktır.
Buna karşı dirilin diyor Tolstoy. Aşağılık duygular sizi uyutmuş veyahut öldürmüş, dirilin…
Bir kadın garimeşru bir eylemde bulunursa toplumda en berbat konuma devredilir ama bu eylemi gerçekleştirdiği erkek namusun en alâ mertebelerini yaşıyormuş gibi pohpohlanır, hele zenginse. Bu eyleme karşı dirilin diyor yazar. Kadınlar alçakça ezilmiş, bu yüzden ahlaksızlığa doğru sürülmüş, buna karşı dirilin…
Din insanın menfaati için kullandığı bir araç olmamalı. Din insanlarca belirlenmiş, stereotip bir şekle bürünmüş. Oysa vahiy bu değil, emredilen bu değil. Buna karşı dirilin diyor Tolstoy. Dinin yozlaşmasına karşı dirilin…
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
İçimdeki duygu kıpırtıları azaldıkça, yaşamın son sürat aktığı yere doğru çekiliyordum ben de: Hiçbir şey
yaşamayan biri için başkalarının tutkulu huzursuzluğu, tıpkı tiyatro ya da müzik gibi, sinirleri harekete geçiren bir
şey olabilir yine de.
Deniz kabarıyor ve coşkulu dalgalar art arda deniz kenarına çarpıp oraya, buraya ve dışarıdaki banklara doğru ipek gibi yayılıyor. Ve her yerde olan bu yumuşak çılgınca telaş kulaklarımızı dünyadaki başka seslere kapatmamıza neden oluyor. Derin bir doyum, bilerek unutmak. Sonsuzluğa sığınarak kapatalım gözlerimizi. Ama bak, orada, giderek kendini silen ve ufukta alabildiğine yitip giden bu köpüklü gri mavilikte biri yelkenli var. Orada mı? Hangi orada? Ne kadar uzaklıkta? Ne kadar yakın? Bilemiyorsunuz . Küçük ve yakın mı, yoksa büyük ve uzak mı? Ne bir organınız ne de içinizden bir ses size bunu kesinlikle haber veremeyeceğine göre cehaletinizle baş başa kalır gözleriniz.