"Herkesin insanlardan beklentisi farklı bebeğim." "Böylelikle yanlış insanlarla çok zaman kaybetmeden doğru olanı bulabilirim." "Öyle biri olduğuna inanıyor musun?" "Herkes için doğru kişi vardır Ans. Ama bazen yanlış kişi sen de olabilirsin."
Sayfa 180 - Martı YayınlarıKitabı okuyor
“Tanrı var ya da yok, o başkaydı, fakat böyle yapması hiç yakışık olmasa da, insanoğlu canı istediği, başı sıkıştığı zaman anıyordu Tanrı’nın adını. ‘İnanmayan bir kişi başı ağrımadığı sürece Tanrı’yı düşünmez,’ diye bir söz vardır. Doğru ya da yanlış, yine de bilmek gerekirdi duaları.”
Reklam
İlişkilerde duyguların farkına varmak, onları anlamak ve değerlendirmek
Duygusal anlamakta ihmal edilerek büyüyen insanlar, ilişkilerinde duygular ile alakalı yanlış düşünceler taşımaya eğilimlidir. Burada güzel ancak çok ayrıntılı olmayan birtakım örnekler sunacağız; 1) Duygularınızı ya da problemlerinizi diğer insanlarla paylaşmak onları yük gibi hissetmenize neden olur. 2. Duygularınız ya da problemlerinizi diğerleriyle paylaşmak onların uzaklaşmasına sebep olur. 3)İnsanların sizin nasıl hissettiğinizi görmesine izin verirseniz, bunu size karşı kullanacaklarını düşünürsünüz. 4) Diğerleriyle duygularınızı paylaşmak sizi güçsüz gösterir. 5) Zayıf yönlerinizi diğerlerinin görmesine izin vermek sizi dezavantajlı bir konuma sokar. 6) İyi bir ilişkiniz olmasını istiyorsaniz savaşmamak en iyi yoldur. 7) Problem ile ilgili konusmak yararlı değildir. Sadece eyleme geçmek bir problemi çözebilir. Neyse ki bu inançlardan bir tanesi bile doğru değildir. Aslında her birisi ölümcül bir hatadır diyebiliriz. (Sadece herhangi bir fikre nasıl tepki vereceğini bilmeyen duygusal anlamda ihmal edilmiş bir başka kişi ile duygularınızı paylaşıyorsanız bir istisna olabilir.) Duygularınızı kendinize saklamanız gerektiğini ifade eden doğrudan ya da dolaylı mesajlar alarak büyüdüğünüz zaman, bu duyguları yük ya da diğer insanların hoşlanmayacağı seyler olarak düşünmeniz son derece doğaldır.
Kişi, yanlış olanı yapmakta özgür olsa bile, yalnızca doğru olanı yapması elbette mümkündür.Her zaman doğru olanı yapan özgür varlıkları içeren bir dünyanın olması,geniş ve mantıksal anlamda mümkündür.
Fol Yayınları
Yahudi tarafından hedef alınmayan kişi kendini sorgulamalıdır
Yahudi gazetelerin saldırısına uğramayan, onlar tarafından kötülenmeyen ve rezil edilmeyen ne iyi Almandır ne de gerçek bir Nasyonal Sosyalisttir. Böyle birinin zihniyeti düşüncelerinin mertliği, iradesinin gücü tam ve doğru bir şekilde sadece milletimizin can düşmanının kendisine gösterdiği düşmanlıkla ölçülebilir. Hareketimizin taraftarlarına ve daha genel bir şekilde bütün halka Yahudi gazetelerinin tamamen yalanlardan dokunmuş olduğunu bildirmek ve daima bunu yapmak da gerekliliktir. Bir Yahudi, doğru konuştuğu zaman bile bu hareketi bir tecavüzü örtmek ve gizlemek amacı taşır. Bu takdirde bile Yahudi bile bile yalan söylüyor demektir. Onlar yalan söyleme konusunda büyük ustadır. Yahudi'nin kavga silahları ikidir. Yalan ve aldatmak... Sabah bir Yahudi gazeteyi okuyan biri kendine küfredilmediğini gördüğü vakit bir günün kaybolmuş olduğunu anlamalıdır. Çünkü zamanını iyi kullanmış olsaydı ertesi günü Yahudi tarafından iftiraya uğrayacaktı.
Sayfa 155Kitabı okudu
Ah keşke huysuz biri olabilsem, suçu havaya, üçüncü bir şahsa, başarısız bir girişime yükleyebilsem, o zaman keyifsizliğimin katlanılmaz sıkıntısı yarı yarıya azalırdı. Vay halime, tüm suçun yalnızca kendimde olduğunu biliyorum — aslında suç demek doğru değil! Kısaca, nasıl ki eskiden tüm mutlulukların kaynağı bendeyse, şimdi de tüm üzüntülerin kaynağı içimde saklı. Eskiden tüm dünyayı sevgiyle kucaklayacak yüreğe sahip, her adımda cenneti ayağının dibinde gören, zengin duygularla dolaşıp duran ben, artık aynı kişi değil miyim? Bu yürek şimdi ölmüş durumda, artık ondan dışarıya yansıyan hiçbir coşku yok, gözyaşlarım kurudu. Çok acı çekiyorum, yaşamımın tek neşesini, içinde bulunduğum ortamda dünyalar kuran canlı gücü kaybettim; o yok artık!
Reklam
Çok önemli bir vaka
4. Vaka: Erken yaşta yetim kalmış bir çocuk bir üvey annenin bakımına verilir, üvey anne de el bebek gül bebek büyütür onu. Sonunda oğlan, nazlı ve şımarık yetiştirilmiş çocuklara örnek gösterilecek birine dönüşür. İleriki yıllarda gelişimi doğru dürüst bir seyir izlemez; iş yaşamında çok kurnaz biridir, başkalarının üzerinde önemli bir kişi izlenemi uyandırmak için çırpınıp durur, her zaman ramp ışığında bulunmak ister. Üvey anne de kendisine cesaret verir, onu teşvik eder, oğlan için deli divane olur. Oğlan yalan ve dolana sapar, fırsat buldukça para aşırır evden. Üvey anneyle baba az buçuk soylu kişilerdir; oğlan da kibarlık taslar, ailenin bütün parasını saçıp savurur, sonunda üvey anne ve babasını evden kapı dışarı eder. Doğru dürüst eğitilmeyip şımartılması, oğlanı alnının teriyle çalışıp para kazanamayacak biri yapmıştır. Yalan ve dolanla herkesten öne geçmeyi hayattaki misyonu bilir. Dolayısıyla, herkese, kazıklanması gereken bir düşman gözüyle bakar. Üvey annesi onu kendi öz evlatlarından ve kocasından üstün tutmuş, bu da oğlana her şeyde hak sahibi olduğu duygusunu aşılamıştır. Ama özgüveninin yetersizliği, normal yollardan başarıya ulaşacak gücü gösteremeyişiyle açığa vurur kendini.
Mutlu olmak için doğru zaman diye bir şey yoktur. Mutluluğun kendisi vardır ve bunu fark eden kişi için her an doğru andır. Mutlu olmak için doğru fırsatı , doğru zamanı bekleyenler farkında olmadan karşılaştıkları tüm fırsatları ellerinden kaçırırlar.
Sayfa 71
6.cilt
3."Ölçü ve tartıda hîle yapanların vay haline! Onlar, insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar; kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar. Onlar, büyük bir gün için tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı? O gün insanlar âlemlerin Rabbi huzurunda duracaklardır." 
kişi, hayatındaki en önemli kişinin kendisi, en önemli tanıklığın da kendi tanıklığı olduğunu fark edemezse hiçbir zaman hayatla ilişkisini doğru kuramaz.
Reklam
Kişi, hayatındaki en önemli kişinin kendisi, en önemli tanıklığın da kendi tanıklığı olduğunu fark edemezse hiç bir zaman hayatla ilişkisini doğru kuramaz.
iş yaşamında başarı için: doğru kişi + doğru yer + doğru zaman formülünün bir araya gelmesi gerekiyor.
Sayfa 157Kitabı okudu
Rogers'a göre gelişmekte olan insan: * Olmadığı bir kişi olarak görünmenin ne kendine ne de başkasına faydası olduğunu iyice anlar. *İçinde hissettiğinden farklı göründüğünde, güvenilirliğini kaybedeceğini bilir. *Kendi olduğunda daha başarılı olacağını bilir. *Diğer insanların kendisinden farklı anladıkları, düşündükleri ve davrandıkları zaman da iyi ve saygıdeğer insanlar olabileceğini anlamıştır. Her bireyin kendi deneyimlerinden kendi tarzında faydalanmasının ve onların içinden kendine göre bir anlam yakalamasının yaşamın en paha biçilmez özellikleri olduğunu fark etmiştir. *Kendinin ve başka insanların gerçekliklerine kendini ne kadar açabilirse, "bir şeyleri düzeltme" telaşına o kadar az kapıldığını görür. İnsanları kalıplara sokma, yönlendirme ve kendi istediği yola sokma arzusunu o kadar az hisseder, sadece kendisi olmak ve diğer kişinin de kendisi olmasına izin vermek onu daha mutlu etmeye başlar. * Kendisi için doğru olan bir yolda ilerlediği için pişman olmayacağını bilir. * Her insan kendisini hem özgür hem de güvende hissedeceği bir ilişki yaratma çabası içindedir; bu çabanın değerli olduğunu anlar. *Maskelerinin arkasına saklı insanın yalnız insan olduğunu, hayatın anlamının maskede değil, "can"da olduğunu görür. Ortamda güven azaldıkça maskenin, güven arttıkça canın güçlendiğini bilir.
"En azından iyileşmiş görünüyorsun." "İzi kalacak" "Onu gören tek kişi olduğum için kendimi özel hissediyorum." "Belki de hayal gördük," dedim. "Mağara pek de güvenilir bir yer değildi." "Hayal görmedim, Nova." Bakışlarını da parmaklarını da yüzümden çekti. "Ama senin gördüklerini
Sayfa 200Kitabı okudu
Hayat, nihai olarak sorunlara yönelik doğru cevaplar bulmak ve her bireyin sürekli karşısına çıkardığı görevleri tamamlamaktır. Bu görevler, dolayısıyla hayatın anlamı da kişiden kişiye ve zamandan zamana değişir. Bu yüzden de hayatın anlamını genel olarak tanımlamak imkansızdır. Hayatın anlamına ilişkin sorular asla topyekün ifadelerle cevaplanamaz. "Hayat" belirsiz değil, çok gerçek ve somut bir şeydir; tıpkı hayatın görevlerinin çok gerçek ve somut olması gibi. Bunlar insanın, her bir kişi için farklı ve özgün olarak yazgısını oluşturur. Hiçbir insan ve hiçbir yazgı, başka bir insan ve yazgıyla kıyaslanamaz. Hiçbir durum kendini tekrar etmez ve her durum farklı bir cevap gerektirir. Bazen insanın kendisini içinde bulduğu durum, onun kendi kaderini eylemiyle değiştirmesini gerektirir. Başka zamanlarda, derin derin düşünme ve bu sayede değerlerin farkına varma fırsatını kullanması insan için daha avantajlıdır. Bazen insan sadece kaderini kabul etmek ve çarmıhını taşımak zorundadır. Her durum kendine özgüdür ve her zaman karşımızdaki durumun getirdiği sorunun doğru bir yanıtı vardır.
Sayfa 88
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.