Doğancan Kanbur

218 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
ÖZGÜRLÜK ŞARKISI: YARIM PANTOLON.
Duyuyor musunuz Viyana sokaklarinin sesini? Bir tütüncü dükkânının kapısından tüm dünyaya yayılan sesi. Yıl, 1938. Bir çocuk indi Viyana şehrine. Büyüdü, direndi ve öğrendi. Hayat bazen en küçük anlarda saklıydı, bildi. Bir bakış, bir söz ya da derin bir sessizlik. O küçük anları gazetelere, tütünlere ve aşka adadı. Onu tanıyın. Adı, Franz. Küçük bir adımın haykırması gibiydi yürüyüşü. Biz o yürüyüşü izledik, sevdik. 2. Cihan Harbi de durduramadı onu aslında. Aşk, yani Anezka'da. Belki ayrılık ve hüzünler de. Freud, burada anlatıldığı gibi bir iz mi sadece Viyana'da? Ya da o yürüyüşün adımlarından biri mi? Bilmiyorum. Tek bildiğim, hiç sigara içmeyen ben, evime tek bir puto alacağım. San Juan y Martinez. Ve evet onu saklayacağım. Nasıl yürüdün, bizi de kendine hayran ettin. Unutma Franz, Otto cesur biriydi. Pantolunu da. Okuyun. Pişman olmazsınız. Biraz aşık olduysanız ya da aşkı savaş içinde yaşadıysanız okuyun. Sizi özgür kılacak o sözlere eşlik etsin bu kitap. Not: Otto Trsnjek tütün içmezdi. Saygilar.
Tütüncü Çırağı
Tütüncü ÇırağıRobert Seethaler · Jaguar Kitap · 20211,181 okunma
Reklam
291 syf.
8/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
VASAT INSAN GERÇEĞİ.
Tüm kitap alemine selam. Spolier vermeyi de, okumayı da sevmeyen biri olarak size kitap içinde şunlar oluyor, bunlar kaçıyor, bu mahalle yakalıyor, diğeri de onu alkışlıyor minvalde yorumlar yapmayacağım. Genel olarak, Emrah Serbes'i sevmem. Evet, itiraf etmek gerekirse aynı odada kalsak, ben ona Behzat Ç olurum. "Saçma sapan konuşma lan." der, belki küfrederim. Lakin edebiyat, bir gün Emrah Serbes'in dediği gibi: "igrenc adamların yazdığı harika şeylerle dolu." Bu kitap o kadar harika mi? Cok değil. Ama okuyunca bir sey çöküyor insana. Nedir diye dusununce buluyorsun. GERÇEK. Sadece size ait olmayan, ırkınıza, insanlığa da ait olan o keşif gercek sizi bir yerinden yakalıyor. Yani mesele sadece, Polis Teşkilatı hakkında ki bazı mülahazalar değil arkadaşlar. Devlet, bürokrasi, adaletsizlik hiç değil. Mesele insanin kendisi. Kurumlar, kuruluşlar, isimleri. Hepsi tesadüfen var. Bir yaratıcının size bahşettiği akıl sonucunda, insan ürünü şeyler. Ve hepsi gelip geçici. Sadece geriye insan kalıyor. Ilk gün ne kadar ciplaksa, sonunda o kadar çıplak kalacak olan insan. Işte buldum diyorsunuz okurken, duyguyu buldum! Evreka. Mamafih sevincimiz uzun sürmüyor çünkü bulunan sadece görmek, duymak, bilmek istemediğimiz şey oluyor. GERÇEK. Küfür, kıyamet, uslup tartışmaları yapmayacağım. Teknik açıdan degerleniremem çünkü bu kitap bunları hem hakediyor hem de haketmiyor. Ben okuyup, hissettim. Siz öyle mi yaparsınız bilmiyorum lakin okuyun. Belki, özünde iyi insanız. Belki. Saygilar.
Son Hafriyat
Son HafriyatEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20203,089 okunma