Agop ve Kirkor, Binbirdirek Sarnıcı’nda çalışan Ermeni iki kafadar. Yine birgün çalışırlarken , tuhaf davranışlı Ebufazl Enveri ile karşılaşırlar. Bu zat(Efsuncu Baba), büyü, simya, definecilik gibi batıl konulara merak saran, hatta hayatını buna adamış biridir. Efsuncu Baba, Binbirdirek Sarnıcı’na da define bulmak için gelmiştir. Ama defineyi bulması için, sarnıçtaki koruyucu iki meleğin yardım etmesi gerektiği yazmaktadır define kitabında. İşte burda, Agop ve Kirkor’un o melekler olduğuna inanması ve onları evine götürmesi ile esas hikaye başlar. Efsuncu Baba’nın evinde neler dönüyordur acaba? Defineyi bulabilecekler midir?
Agop ile Kirkor’un dialogları yeterince komikken, Efsuncu Baba ile sohbetlerini yeri geldi kahkahalarla okudum. Ve Büyük Üstat, bilim ve akılla değil de hurafelerle hareket edildiğinde, sonucun ne olacağını, nüktedan bir şekilde aktarmış. Son 3 sayfada da öyle güzel olayı özetlemiş ki, ileri görüşlü olmak; üstat olmak böyledir, dedirtti. Neden daha önce okumadım diye hayıflandım kendime.
Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi bir kalemle tanıştıran bu eseri herkese tavsiye ederim.
Yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum