Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rüyalar resimler taşımıştı bana, rüzgarsa fısıltılar. Her bi­riyle, içimde dönen tornavida zarafetiyle deşilmiştim. İyiliği­me, inceliğime, dünyaya geniş, kendime dar gelen sırça kalbime yormuştum bunu. Palavra! Gerçek şuydu ki, görecek kadar ka­mil, duyacak kadar dikkatliydim de, cevaplayacak kadar adil değildim. Her uzvum tamamdı fakat ben eksiktim. Kimsenin om­zuna dokunmamıştı elim. Omuz vermeden, gözyaşı silmeden, kalp ısıtmadan, el uzatmadan, dünyaya da içindekilere de zer­rece dokunmadan, çoktan sönmüş bir ruh gibi yaşayıp gitmiş­tim. Yalandan, sığ bir incelikti benimki; derinde küttüm, kötüy­düm, korkağın tekiydim. Nice kabus akarken gözlerimin önün­den, ben sadece uyanmayı dilemiştim. Hiçbir çığlığa yankı ver­memiş, ne vakit bir yaraya denk gelsem, kabuk sandığım sessiz­liğin ardına gizlenmiştim. Sessizlik, susanların yükselttiği de­rin bir uçurumdu. Kıyısına geldiğimde, gücümü toplayıp da bu­radayım diye bile seslenememiştim. Bu yüzden suçlu, bu yüzden yenik, bu yüzden zayiydim. İlk günahımın kıymeti yoktu. Ben, en sık işlediğim günahla, suskunluğumla mimlenmiş, ko­lumdaki uyuşuklukla mühürlenmiştim.
Sayfa 249 - Hep KitapKitabı okuyor
"Herkes yolda karşılaştıklarının yanından geçip gider. Hikâyelerine değmeden. Dokunmadan."
Reklam
Ölecektim. Öyle yaşlanıp elden ayaktan kesilince değil üstelik, bugün yarın. Belki yeni bir mevsim göremeden, tek bir yeşil erik daha yiyemeden, kıymetli defterimin sonuna gelemeden... Her an kapımı çalmasından çekindiğim arsız bir misafiri bekler gibi hazır olacaktım ölüm hazretlerinin teşrifine.
Sayfa 6 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Hayata dokunmadan üstünden uçup giden; şiddet, korku, delilik ve hatta aşkın yaşanacak deneyimler yerine sadece incelenecek basit fenomenler olduğunu düşünen adamdan geriye ne kalmıştı. Etrafına baktı, sadece soğuk bir uzaklık hissetti. Bir zamanlar ona ait olan bu duygular sonsuza dek uçup gitmişti ve içinde pişmanlık duymak için gereken sıcaklık bile kalmamıştı..
Sayfa 246 - Sonsuz KitapKitabı okudu
...bir gün kendi sonuma şahitlik edeceğimi dehşetle hissettim. O günün sandığım kadar uzak olmadığını da öyle.
Sayfa 5 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Yaşamaya çalışmak; biz ölümlülerin ekseriyetle yaptığı bu.
Sayfa 5 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Reklam
Elimden geleni yaptım aslında. Hayatta kalmanın ötesin de, hakikaten yasamayı denedim. Ama gözleriniz ne kadar iri olursa olsun, yine de yolunuzu ararken kör gibisiniz hep hayatta. Ha bire sağa sola çarpıyor, bol bol sendeliyor, sık sık düşüyorsunuz. Sonra kalkmanız ve tekrar düsene kadar aynını tekrarlamanız gerekiyor. Bu döngü sonsuza, sizin sonunuza dek sürüyor. Yaşamak, düşmekle kalkmak arasında geçirdiğiniz korkulu, ümitli, telaslı zamanın adı. Düsüp düsüp kalkma sanatı. Ben maalesef pek başarılı olamadım. Çünkü kalkabilmek için, dü- serken aldığınız yaraları iyilestirmeyi bilmeniz gerekiyor. Oysa ben her gece ağrıyla uyudum, her sabah sanciyla uyandım
Başkalarına nasıl yardım edeceğimi bilemediğim için, ken­dimi de tadil edememiştim. Birilerinin yüküne el atsam, azala­caktı içimdeki de. Ama kah yabanilikten, kah mahcubiyetten ya da işte ruhuma sinmiş o süfli bencillikten, bir türlü becereme­miştim.
Sayfa 248 - Hep KitapKitabı okuyor
İnsanların zulmüne, fenalığına mukabele edebilmek için hem zekası, hem idmanı vardı. Dayakları, darbeleri onun çevik vücuduna dokunmadan geçiyor; tahkir ve zulümlerine idmanlar hasıl olan bir nevi istihza ve istiğna ile bakabiliyordu. Dünya yüzünde anası, Şaban amcası ve onlar kadar sevdiği atları varken, hayat o kadar çaresiz değildi.
Sayfa 199 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
var böyle tipler
Çok okumayı nörolojik bozukluk olarak görüyordu sanırım...
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.