Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"... Günün karmaşasından ve yoğunluğundan kurtulduğumuzda, bilinçli bir çaba veya zihinsel irade göstermeksizin pişmanlıklar ve mutluluklarla dolu hayallere dalarız..."
Sayfa 149 - Nora KitapKitabı okuyor
Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu.
Reklam
Geçmişte atalarımız tarlada, yeşlliğin içinde toprak üstünde yaşarken yani enerji dengemizi yerinde tutacak hava, su, güneş, rüzgâr gibi elementleri vücutlarına alarak bolca topraklanırken, bizler topraktan çok uzakta yüksek binalarda, kalitesiz mekanlarda, elektromanyetik frekanslarla çevrili, tehlikeli ve sağlığımızı bozacak frekanslarla dolu bir dünyada yaşıyoruz.
Bizler, kendi insani durumumuzu daha süslü sözlerle ifade etme eğilimindeyizdir, örneğin "özgürlük arayışı" ya da "erdemli bir hayat için çabalamak" gibi. Ancak hayat, bilim tarafından oldukça sıradan bir şekilde kavranır: Her şey güvenlik, sosyal arkadaşlık ve dolu bir mideden ibarettir. Bu görüşler arasında gerilimli bir farklılık olduğu çok açık. Hatta bir Rus edebiyat eleştirmeni ile yazar Ivan Turgenyev'in o ünlü akşam yemeği konuşmaları bu gerilimi yansıtması bakımından bulunmaz bir örnek: "Tanrı sorununu henüz çözmedik," diye haykırır eleştirmen, "ve sen hâlâ yemek istiyorsun!""
Sayfa 112 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Gerçekten sevgi dolu bir dünyada hiç terapiye ihtiyaç olmayacaktır.
Bugün... Sakız adasında Nea Moni manastırı var, o manastırın içinde kafataslarıyla dolu camekanlı bir dolap bulunuyor, kafataslarının üzerindeki levhada "Osmanlılar tarafından hunharca katledildiler" yazıyor. Bir başka levhada ise "1822 Sakız katliamı" yazıyor. Ve, Sakız adasına turist olarak giden Türk vatandaşları, bu kiliseyi geziyor, dilek diliyor, mum yakıyor, o Yunanca levhalarda ne yazdığını bile bilmeden, sosyal medya hesaplarında paylaşıyor, Sakız adasının "gönüllü" olarak reklamını yapıyor. Ama aynı Sakız adasında, Kurtuluş Savaşı sırasında esir alınan, hayvan ambarlarına tıkılarak zorla adaya getirilen, adada maruz kaldığı kötü şartlar ve işkenceyle hayatını kaybeden Türklerden, hiç kimse bahsetmiyor.
Sayfa 420 - Sia KitapKitabı okudu
Reklam
''İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu. "
Sayfa 22
Dünya mı keder dolu, yoksa yüreğindeki korku ve keder mi dünyayı kederle dolduruyor?
BİLGELİKTEN FELSEFEYE
Huzur dolu, rahat ve rahâvetli bir yaşama sevinci tattıran bilgeliğin tersine, Aristoteles'in, Ibn Sinâ'nın, Gazzalî ile Immanuel Kant'ın, basınçlı, sorunlu ve okur-yazar herkese açık olmayan zor kavranılır, mahkeme duvarı benzeri metinlerinden felsefenin, ağırbaşlı, hattâ sıkıcı bir anlayış ile anlatış sergilediğini görüyoruz.
Topraktır birleştiren bizi
Sokaklarda sessizlik ve kar. iliğime işliyor kış. Herkes yalnız , herkes uykuda susku dolu evlerde. Benlik kuşatılmış düşler ve düşüncelerle ruh bir ıssız ada, anımsamıyor derinde, en derinde, denizin de dibinde topraktır birletiren bizi.
Sayfa 53 - Metis Yayınları, ilk basım 2019Kitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.