Benim tarafımda hayat sıklıkla kitap okuyarak geçiyordu. Dikkate değer bir yanım yoktu.
Sabahları kalkıp kahve yapıyordum, kendimi kitaplara veriyor, onları inceliyordum, bir yandan kahve içiyordum ve sonra gidiyordum.
Sonra da geri geliyordum.
Geceleri şiltenin yanında duran lambayı yakıyordum ya da onu yanarken buluyordum, unutmaya başlamıştım, geçmiş günlere ait anılar kayboluyor gibiydi; her şey ağır ağır elimden kayıp gidiyordu ve ben buna dair itirazsızlığımı kabullenmiştim; kalkıyordum ve oturuyordum ve sandalyemin üstünde sakin sakin duruyordum, dünyada olan biten hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu.