omuzlarımızı boğazımıza doğru çekip çenelerimizi titreten bir his var içimizde. Birazdan sesimizi yükseltmek isteğiyle dolacağız. Bu hissi yasaklamalı mıydık yoksa? Bizi güçten mi düşürür bu? Hayır! Muhtemelen, bir sorumluluk yaratıyor bu!
Hikâyenin hiçbir gizemi yok, ama zaman zaman şaşkınlığa sebep olabilir ve ürkek mizaçlıları telaşa düşürebilir; hayatın kendisinin de sıklıkla yaptığı gibi. Ne yazık ki bu duruma engel olmak mümkün değil.
Ah!
Bazı şeyler bize söylenmedi! Yapayalnız beklemeye bırakıldık. Olaylar bizden gizlendi. Tüm çabalarla dalga geçildi. Annelerimizin ne iş yaptığından bahsedilmedi. Kendi kendimize yetinmemiz emredildi. Sahte bir güven duygusuyla uyuşturulduk. Sonra da onun kaybolması korkusuyla tehdit edildik. Özgürlükle gözümüz boyandı. Kimse bize kıtlığı anlatmadı. Geçen yüzyılların karanlığıyla baş başa bırakıldık. Sakinleşelim diye kulağımıza çalınan tek tük hadiseyle avutulduk. Şiddeti azaltmanın yolları üzerimizde denendi. Üstümüzden polis atlarıyla geçip gidildi.