Ne tanrılar kaldı ne krallar Ne tahtlar kaldı ne saltanatlar Dört nala geliyordu çünkü yağmacılar "Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akden iz'e bir kısrak başı gibi" uzanıyordular Bilemiyordular-göremiyordular-söyleyemiyordular Yalnızca yakıp yıkıyordular Ve bir Allah adına Bin allahı kurban ediyordular
Sayfa 27
biliyorsun ki her gizlinin altında muhayyileyi alabildiğine koşturan bir sonsuzluk vardır ve sen bir kere bu gizliyi yarattıktan sonra, artık onun derinliğine hudut çizmekten âciz kalırsın ve dört nala giden şüpheye dizgin vurmak senin elinde değildir.
Sayfa 242 - SamimKitabı okudu
Reklam
Hep prenslerin atı mı beyaz olur? Ben ölümü gördüm, atı beyazdı. Yüzünü tam seçemedim Aramızda oldukça yol vardı. Gök kuşağı gibiydi pelerini Savrulurken rüzgârla. Bomboştu atının terkisi, Ne kılıç vardı, ne kuru kafa. Atı uçarken dört nala Bıraktığı toz değildi Bembeyaz bulutlardı Kalan, ölümün ardında. Beri tarlalar gördüm O bulutların arasında Ve rengarenk çiçekler. Güneş de oradaydı Ve şarkılar duydum. Atlar çekmekteydi Yolcuların arabasını Hayret ettim
Tavşan gibi korkak uykular vardır. En küçük bir endişe ruhta çıt çıkarsa dört nala kaçarlar.
"Tavşan gibi korkak uykular vardır. En küçük bir endișe ruhta çıt çıkarsa dört nala kaçarlar."
Sayfa 16 - Ötüken
"senin kalbinin ritmi hiiiiç bozulmuyor... benimki niye dört nala koşuyor? çok üzülürüm."
Reklam
Leş
Naçar kaldığım anlarda tek bir söz söylerdim kendime "Bu ilk değil, yürümeye devam, devam yürümeye. Dört nala koşmaya."
Sayfa 35
Yıllar ilerledikçe ağırlık omuzlarına daha çok biniyordu. Meğer başarılı bir yolda yürüdüğünü sandığı hâlde başarısızlığa doğru dört nala koşuyormuş da haberi yokmuş.
"Acaba bir yangın,dört nala giden attan daha hızlı mı ilerler?"
"Ah, keşke ben de nefsimin süfli hallerine, onun o soylu küheylana binişi gibi hakim olabilseydim. Keşke ben de beka billah makamına doğru dört nala uçabilseydim; uçarı bir okyanus dalgasının tam tepesinde sükunetle, uhrevi haberler peşine düşseydim."
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
Hayır, yavrum, biliyorsun ki her gizlinin altında muhayyileyi alabildiğine koşturan bir sonsuzluk vardır ve sen bir kere bu gizliyi yarattıktan sonra, artık onun derinliğine hudut çizmekten ȧciz kalırsın ve dört nala giden şüpheye dizgin vurmak senin elinde değildir.
Sayfa 243Kitabı okudu
Bedevi şair
İyi konuşmasını bilmem Ve pazarlık yapmasını kaderle, Ama atın iyisini ve şiirin iyisini kaçırmam. İlkini, 'Kusursuz'un izinde, Dört nala ya da rahvan, toz toprak kaldırmadan Koşmasından tanırım, Ötekini, yüreğime bazen baş, Bazen kuyruk vuruşundan, ansızın, Ve millerce, millerce ötelerden tekneme Saldığı
Sayfa 24 - Timaş Yay. 1. Baskı, Şubat 2010Kitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.