Farklıydı çünkü artık başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için yaşamak zorunda hissetmiyordu kendini. Hayalindeki mükemmel evlat, kız kardeş, partner, eş, anne, çalışan olmaya uğraşmaktansa, doyum verici bir hayatı ancak yalnızca insan olarak, kendi amacının yörüngesinde dönerek, bir tek kendine hesap vererek yaşayabileceğini artık anlamıştı.
Sayfa 278Kitabı okudu
işledikleri suçlar, seri seks avcılarının neredeyse hepsi için hayatlarının en önemli, en tatmin edici ve "başarılı" yanlarıdır. Yeticili makamlar ya da medya ile iletişim kurmak onlara duygusal bir doyum sağlayan imza unsurlarından biri ise, durmaları da olası değildir.
Reklam
Gerçek isteklerinle titreşime geçtiğin anda, Savaşmana ya da aşırı güç sarf etmene gerek kalmaz. Kendini mutluluk ve külfetsizlik içinde bulursun. Doyum içinde huzura kavuşursun İşte hak ettiğin şey de budur.
Entrikalar, dedikodu, yapılması akıldan bile geçmemiş şeylerin allanıp pullanarak anlatılması, bu kıyafetler giyinmiş, zavallı hayvanların ruhlarının bilinçsiz bilincinden çekip çıkardıkları doyum, incelikten yoksun cinsellik, cilveleşen maymunları hatırlatan şakalar, korkunç bir şekilde, zerre kadar önem taşımadıklarını bilmeyişleri... Bütün bunlar, düşlerin istemsizliğinde, arzunun ıslak kırıntılarından, duyguların çiğnenip atılmış artıklarından yoğrulmuş, iğrenç, korkunç bir hayvanı canlandırıyor gözümde.
Çoğu beraberliklerde ilişki yoğunluğu önceleri giderek arttıktan sonra bir doruğa ulaşır ve sonra iniş başlar. Bu, insanlararası etkileşimin doğal bir kuralıdır. Ortalama insan, beraberlikten sağladığı doyum ortak noktasına ulaşıp da inişe geçmeye başladığı anı çabuk fark eder ve ileride yeniden bir araya gelme isteğiyle beraberliğe toplumsal kurallar çerçevesinde son verir. Esasen böyle bir noktaya gelindiğini kişiler genellikle karşılıklı ve yaklaşık olarak aynı zamanda fark ederler ve kimse kendini engellenmiş hissetmez. Yapışık ilişkilerde ise inişe geçildiği ya algılanmaz ya da görmezden gelinir. Bu nedenle ancak bıkkınlık dayanılması güç bir düzeye ulaştıktan sonra taraflar kendi yalnızlıklarına dönmeyi göze alabilirler. Eğer bu nokta da aşılırsa açık saldırganlık yaşanır.
Ortakyaşam ilişkisi kurma eğilimi gösteren kişilerin birbirlerini bulmada gösterdikleri çabukluk ve beceridir. Bu, bilinçli bir seçim yapmaksızın olağanüstü bir sezgi yoluyla, iki kişinin birbirine doğru yaklaşması biçiminde gerçekleşir. Herkes kendi benliğinin ulaştığı olgunluk derecesine eşit olgunlukta birini bulur. Gerçi bazen görünürde kişilerden biri çocuksu ve ilkel davranışlarda bulunurken diğeri sağduyuyu temsil eder, ama sağduyuyu temsil eden kişi aslında kendi içindeki çocuğa yabancılaşmıştır ve onu karşısındaki insanda sever. Bir başka deyişle, aslında kendini sever. Çocuksu davranan taraf ise vaktiyle ana-babasından alamadıklarını şimdi alma çabasındadır. Bunu gerçekleştiremediği gibi, kendisine saygısını da yitirir. Üstelik, kendisine karşı ana ya da baba rolünü üstlenen kişinin egemenliğine teslim olur. Gerçekte onun da baba ya da ana rolü oynayan bir çocuk olduğunu ve kendi bağımlılığına dolaylı yoldan doyum aramakta olduğunu göremez. Öte yandan, kendi benlik sınırlarını çizememiş birisi ile olgunlaşmış bir insan arasında bir ilişki kurulamaz, hatta başlayamaz. Birbirlerinin varlığını fark etmezler bile!
Reklam
İlişki sevgi umuduyla başlar. Ancak iki tarafın kısa sürede birbirine aşırı bağımlı duruma gelmesi, giderek açık ya da maskelenmiş kızgınlık duygularının gelişmesine neden olur. Çünkü her biri diğerini özerkliğini engelleyen bir etken olarak algılamaya başlar. Böylece, sevgiye ulaşmak için kurulan beraberliğe genellikle sadist-mazoşist öğeleri içeren olumsuz duygular egemen olmaya başlar. Çoğu zaman kişiler bu sürecin bilincinde değildir ya da fark eder gibi olsalar da durumu görmezden gelmeye çalışarak ilişkiyi sürdürürler. Bir yanda ilişkiyi sona erdirerek özgürleşme isteği, diğer yanda ilişkinin sona ermesi olasılığına karşı geliştirilen yoğun bir korkunun yarattığı çelişki sürekli yaşanır. Bazen taraflardan biri ilişkiye son vermek istercesine davranırken, diğeri ilişkiyi koruma çabası gösterir. Bazen biri diğerine sadistçe davranışlar gösterirken, diğeri mazoşizmine doyum sağlar. Sonra bir dönem gelir, roller değişir. Kaçan kovalayan, kovalayan kaçan ya da sadist mazoşist, mazoşist sadist olur. Ama tahterevalli hiçbir zaman yatay duruma gelmez; bazen biri bazen de diğeri yukarıdadır. Dolayısıyla huzura da ulaşılmaz ve çoğu kez taraflardan biri ilişkiye son verir. İlişkinin sona ermesi özgürlük yerine yetersiz bir benlikten kaynaklanan bunalımı da birlikte getireceğinden, yeni ortakyaşam ilişkileri acele olarak ve gerçek bir seçim yapamadan kurulur ya da ilişki kurma korkusu geliştirilir ve kişi duygusal dünyasının üzerine bir kabuk örer.
Narsisist insan, çalışma yaşamındaki yardımcılarını, eşini ve çocuklarını da kendi varlığının bir uzantısı gibi görür. Dolayısıyla bu insanlar onun ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdürler. Böyle bir insan birlikte çalıştığı insanları kişisel sorunlarıyla sürekli işgal eder, onların kendisine ilgi göstermesini ve isteklerinin karşılıksız yerine
Çocuklara sunmadığınız hiçbir şey kalmamış. Doyum noktasında yaşıyorlar. Onlar için ödül mefhumu diye bir şey kalmamış. Hiçbir şeyin hasretini çekmemişler çünkü. Olmasını istedikleri hiçbir şey yok. Hayalleri yok. Geleceğe dair planlan yok. İsteklerinin hepsi gerçekleşmiş. Her şeyi onların önüne sererek, onlardan havallerini ve gelecek tasavvurlarını çalmışsınız. Bu çocuklar, şimdi bu halden kurtulamazlarsa otuz yaşlarına geldiklerinde mutsuz olarak gezecekler ortalıkta. Kimse ne işinden memnun olacak ne eşinden ne de çocuklarından. Sürekli "başka" diyecek lerini düşünün! Başka iş! Başka eş! Bu çocuklar eğitilmez.
Doyum içinde ayrılacağımı sandığım bu yaşamdan, zaman zaman algılıyorsun ki, hiç de doyumla ayrılamayacaksın. Hiç yaşanmamış gibi. Doymak mümkün mü.
Reklam
Nesneleri, mekanları sahiplenmekten, kişiliğinin yansımalarına çevirmekten herhangi bir doyum almazdı.
Sayfa 38 - EverestKitabı okudu
Kimi kadın, erkeğin biçimsel otoritesine baştan boyun eğer ve edilgenliği kabul eder. Böylece bağımlılık eğilimlerine doyum sağlamasının karşılığını, tutsaklık ve bundan kaynaklanan kızgınlık duyguları ile öder.
Doğruluk duygusu, haklı olmanın verdiği doyum, kendini değerlendirmenin sevinci, bayım, bizi ayakta tutan ya da ilerleten zembereklerdir.
Eğer çocuk için evleniyorsanız, ilerde o çocuğun psikolojisi için boşanırsınız. Eğer, kötü davranan bir ebeveyne benzeyen biriyle evlendiyseniz, kötü davrandığı için boşanırsınız. Eğer para için evlendiyseniz, doyum sağladığınız ya da doyum alamadığınız için boşanırsınız. Kısaca, hangi amaç sizi ilişkide karar almaya sürüklüyorsa, o amaç sizin ilişkinizin geleceğini belirler.
Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.