KAÇAK & SAHAF MENDEL
Tartışmanın ateşi giderek artarken, kaçağın ürkek gözleri bu kalabalığın ortasındaki tek adama, kaderinin ne olduğunu söyleyebilecek olan otel müdürünün dudaklarina kilitlenmişti. Gözlerinden oraya gelişinin yarattığı karmaşayı
anlamış gibi görünüyordu. Tartışma son bulduğunda ellerini birleştirip, kutsal bir ikonun önünde dua eden kadın gibi yalvaran gözlerle müdürün yüzüne baktı. Onun bu hareketi herkesi duygulandırdı. Otel müdürü ona samimi bir şekilde bakıp içinin rahat olmasını söyledi. Burada bir süre kalmasına izin verilmişti. Kimse ona zarar vermeyecekti ve ihtiyaçlarını beldenin pansiyonunda karşılayabilecekti. Rus, müdürün elini öpmek istedi ama müdür alışkın olmadiği bu şükran şekline izin vermedi. Kaçağı ihtiyaçlarını gidermesi için pansiyona götürdü. Adama tekrar her şeyin yolunda olduğunu söyledi ve dostça başını sallayarak oradan ayrılıp oteline döndü.
SAHAF MENDEL Aslında kızgın olmakta haklıydı. Sadece bir yabancı, bir cahil Jacob Mendel'e bir kitap listesi verebilir, onu bir kitapçı asistanı ya da halk kütüphanesindeki bir memur yerine koyabilirdi. Onu daha iyi tanımış olsaydım, bu sözüm ona nezaketimin bu yoldan çıkmış dâhiyi ne kadar
kızdırmış olduğunu tam olarak anlayabilirdim, çünkü bu adamın kirli ve siradan görünen alnının gerisinde muazzam bir hafızası vardı ve bunu biliyordu.