İkilik ile dualizm arasında bir fark var. İkiliği kabul etmek ile ikiciliğe, dualizme, savrulmak arasında çok önemli bir fark var. İslam düşünce geleneği ikiliğin hakikatini kabul eder. Zahir, batın, gece, gündüz, akır, kalp, sıcak, soğuk. Ama dualizm, bu iki hakikati eşit varlık seviyesine getirerek, bunların sürekli bir kavga, yahut bir tahakküm ilişkisi içerisinde olduğunu iddia eder. Tevhid halbuki ikilikleri aşarak tek varlığa, vahdete ulaşmaktır. Dolayısıyla sıcağın, soğuğun ötesinde dengeye ulaşmaktır. Gecenin gündüzün ötesinde gündüze ulaşmaktır. Demek ki güne ulaşmaktır. Hakikate ulaşmaktır. İyilik, kötülük vardır, iyi de vardır, kötü de vardır ama nihaye olarak amaç iyiye gitmektir. Çünkü iyi ve kötü ontolojik olarak aynı statüde değildir. Kötülük iyiliğin olmadığı yerde ortaya çıkan harizi bir durumdur. Çünkü eşyağının tabiatı ibahadır. Aslında eşyağı iyidir, güzeldir. İbaha yani mühayyer, mübah, yani nötür bugünkü tabire, tarafsızdır. Onu sizin nasıl kullandığınıza göre şekillendir. Hani meşhur işte bıçak misali gibi, işte bıçağılırsınız, ekmeği kesersiniz, güzel bir işe yarar. Gider bir insanı bıçaklarsınız, kötü bir işe yarar. Kötürleştirilmiş olursa, onu kötüleştiren sizin amelinizin niyetidir. Amelinizin seyridir, zatında kötü değildir o. Mübah'dan kasıt budur. Eşyağının asla ibahadır, ilkesinin temel felsefesi bu. Şimdi ikilik var, ikilikler var çünkü eşyağı zıddıyla kaynaklı.