Herkesin paylaşımına saygı duyduğumu belirterek;
Sizi Instagram’dan takip edebilirim. Eğer ki kına, düğün, tatil gibi özel fotoğraflarınızı görmek isteseydim.
Sizi Facebook’tan takip edebilirim. Eğer ki Recep İvedik mi Kemal Sunal mı gibi saçma bir anket cevaplayacak olsaydım. Ve Facebook’taki diğer saçmalıkları için de.
Sizi Twitter’dan takip edebilirim. Eğer ki üçüncü sınıf siyasi analizlerinizi okuyacak olsaydım.
Ben buradan takip etmeyi istedim ki güzel yorumlarınızı, ilgi çekici alıntılarınızı, edebiyatla ilgili fayda sağlayacak, katkı yapacak, ufuk açacak paylaşımlarınızı görmek istedim.
Lakin son dönemde akışta karşıma çıkan, burada olmaması gereken birçok paylaşım artık yormaya başladı.
Bu tür paylaşımlarda bulunan, bu paylaşımları beğeni ve yorumlarıyla sayfama düşüren herkesi takipten çıkarıyorum.
Bu sayfayı amacı dışında kullananlar lütfen takipleşmeyelim.
İyi günler, keyifli okumalar.
Jack London'ın ilk 10-15 sayfada neler anlattığını tam olarak anlayamadığım, ama 10-15 sayfadan sonra sürükleyici bir şekilde kitabın içerisine girip bir solukta bitirdiğim, toplamda 50 sayfalık olmasına karşın içerisinde birçok kıssadan hisse bulunan derinlikli öyküsü.
Öykünün konusu basit gibi görünse de Jack London'ın konuyu işleyiş biçimi ve