Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gitti ah... Karşılaşmak ömür boyu imkansız. Beni hazanda koyup, bahar dalına gitti... Biliyorum, ne yapsam, ne söylesem anlamsız. Ayrılmıştı dünyamız; Kendi yoluna gitti...
“unutmamalıyız ki dünyamız sıra dışı olayların yasandigi bi yerdir, bunlar öyle olaylardır ki, bazen tamamen ihtimal dışında oldukları düşünülür.”
Reklam
Eğer içimizde bir gönül kaldıysa; masal dinleyen, şarkı söyleyen, şiir okuyan, sulara bakan, kuşlara gülen, ağaçları kucaklayan, yalnızlıkla ürperen bir gönül, dünyamız insanın gövdesinde yeniden filizlenmeye başlayacaktır.
Hərdən bizi nə yaxşılıq riqqətləndirir, nə də pislik kövrəldir. Belə vaxtlarda daxili dünyamız sanki boşluqda özü üçün səslənən lətif bir orqana bənzəyir, biz səbəbsiz yerə coşub-qaynayır, melodiya əvəzinə ahəngsiz səslər çıxarır, səssizliyə çırpılıb yox olan nalələr çəkirik!
İslam medeniyet tasavvuru. Çünkü biz zihnimizde bir kurgu yapıyoruz. Bazı esasları baz alarak eylemde bulunuyor bir şey kurguluyoruz. Tasavvur da buradan ortaya çıkıyor. Resulullah Medine'yi teşrif ettiğinde ilk önce ezan okunuyor akabinde oraya bir mescit inşa ediliyor. Bu motivasyon bizim bütün tarihimizde mevcuttur. Yani biz kendi kültürümüzü oluşturan eylemlerimizi iç dünyamızdaki değerlere göre kurguluyoruz. Fakat bu kurgu evvela zihinde gerçekleşiyor, önce kurgu geliyor. Zihnimizde bir tasarım, bir kurgu var, zihnimizdeki ideal tasarımla reel dünya hiçbir zaman bire bir uyuşmaz mutlaka bir taviz vardir. Hiçbir zaman düşündüğümüzü aynen yapamayız, bir şeyler eksik kalır. Bizim iç dünyamızın iki önemli kısmı var, biri zihnimiz, diğeri de duygu dünyamız. Değerler sistemi insanın zihnen bildiği ve kalben sevip inandığı şeylerdir; çünkü zihnimiz sevmez, sadece bilir ve bilmekten bir haz duyar. Kalp ise sever, bilir; ama bu bilgi zihnin bilgisi gibi değildir. Onun için değerler sistemini bize öğretirler; ama bu öğreti kitabî değildir, yaşayarak öğretilir. Mesela bir öğrenci hocanın sadece sözüne bakmaz, haline, tavrına, yürüyüşüne, oturuşuna, kullandığı eşyaya bakar.
Sayfa 163Kitabı okudu
Kendini bulamayan huzuru da bulamaz kanımca
Bedenlerimizin içinde huzurlu hissedemediğimiz zaman hep bir sonraki şarabımızda, bir sonraki alışverişimizde, bir sonraki mesaj veya telefon konuşmasında ya da bir sonraki cinsel partnerimizde huzuru ararız. Annesinin sevgisinden mahrum kalanlarımız için dünyamız, sonsuz bir huzur arayışına dönüşebilir.
Reklam
İç dünyamızın iki önemli kısmı var, biri zihnimiz, diğeri de duygu dünyamız. Değerler sistemi insanin zihnen bildiği ve kalben sevip inandığı şeylerdir; çünkü zihnimiz sevmez, sadece bilir ve bilmekten bir haz duyar. Kalp ise sever, bilir; ama bu bilgi zihnin bilgisi gibi değildir. Onun için değerler sistemini bize öğretirler; ama bu öğreti kitabi değildir, yaşayarak öğretilir. Mesela bir öğrenci hocanın sadece sözüne bakmaz, hâline, tavrına, yürüyüşüne, oturuşuna, kullandığı eşyaya bakar.
Sayfa 161Kitabı okudu
"Şimdi, değişimlerimiz var, gizli dünyamız var," dedi Dr. Fried, "peki o sıralarda yaşamında ne gibi şeyler oluyordu?" "Hatırlamak zor; her yerde nefret var gibiydi -dünyada, kampta, okulda....
Cevap vermeyin! Cevap vermeyin!
Dünyamız tarafından mesajınız alındı. Ben bu dünyadaki barış yanlısı biriyim. Mesajınızı alan ilk kişi ben olduğum için şanslısınız. Sizi uyarıyorum : Cevap vermeyin! Cevap vermeyin! Sizinle aramızda milyonlarca yıldız var . Cevap vermediğiniz sürece bu dünyanın iletim kaynağınızı tespit etmesi mümkün olmayacaktır. Ama cevap verirseniz ,sinyal kaynağı o anda tespit edilir. Gezegeniniz için tehlike o zaman başlar! Gezegeniniz işgal edilir!
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Vücudumuzun, zihnimizin her sabah yenilendiği gibi iç dünyamız da, anlam dünyamız da yenilenir. O dünya size aittir; kimsenin girmeye gücü yetmez. İnsanlarla paylaşırsanız biraz anlaşılır, ancak lisan iç dünyamızdakı zenginliğin ancak cüzi bir kısmını aktarabilir. O yüzden jestlerimizi de kullanırız. Bazı Allah dostları nazarlarını kullanırlar. Hiç konuşmazlar ve nazardan nazara gecer hadise. O yüzden eskiler, "Nazar-ı evliyaya muhatap olmuş, onunla şereflenmiş insan, Hazreti peygamberin Ashab-ı gibidir" derdi.
Reklam
Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söylesin isteriz. Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkâr olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman mı vardır, yoksa, kafamız karıştığı, dünyamız dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?
Sayfa 115 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Bir başkasından, insanların düştüğü sıkıntıdan mesulüm. En önemlisi kendimden mesulüm. Yaratıcının bana yüklediklerinden mesulüm. Sıklıkla düşündüğüm bir örnektir. Resulullah Efendimiz, bir kişinin yanından geçerken onun önce boş boş oturduğunu, dönüşteyse elindeki dal parçasıyla toprağı eşelediğini görüyor ve "Şimdi çok daha güzel," diyor. Çünkü o toprağı eşelemek bile, hiçbir şey yapmamaktan daha hayırlı bir şey. Bizi sürekli aksiyona, dünyada hayrın, iyiliğin yanında yer almaya teşvik eden bir dinimiz ve manevi dünyamız var. Hiçbir sekilde mazeret üretmeyelim.
Sayfa 195
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Modern çağda, "Düşünüyorum, o halde varım," ifadesi "Hissediyorum, öyleyse varım haline dönüştü. Çünkü insan sadece düşünmekle var olamaz. **Bir başkasının acısını, ıstırabını hissetmeyen insan hiçbir şeyi değiştirmiyor** . Bunun bir adım ötesi " Mesulüm, o halde varım ," noktasıdır. Bir başkasından, insanların düştüğü sıkıntıdan mesulüm.
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Kendimden mesulüm.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: En önemlisi kendimden mesulüm. Yaratıcının bana yüklediklerinden mesulüm. Sıklıkla düşündüğüm bir örnektir. Resulullah Efendimiz, bir kişinin yanından geçerken onun önce boş boş oturduğunu, dönüşteyse elindeki dal parçasıyla toprağı eşe- lediğini görüyor ve "Şimdi çok daha güzel," diyor. Çünkü o toprağı eşelemek bile, hiçbir şey yapmamaktan daha hayırlı bir şey. Bizi sürekli aksiyona, dünyada hayrın, iyiliğin yanında yer almaya teşvik eden bir dinimiz ve manevi dünyamız var. Hiçbir şekilde mazeret üretmeyelim.
Dünya bir eğitim alanıdır. Burada derslerimiz bize sunulurken, dış dünyamız iç dünyamızın kusursuz bir yansıması olarak şekillenir.
çiçekli bir dal gibi dünyamız güzel ama kör olmuş gözlerim kör olmuş ağlamaktan
Sayfa 78 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.