Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Yazarımız tesettürlü bir bayan. Hani "içiniz dışınız bir olsun" dediğimiz bir ilkemiz var ya. Böyle romanlarda bu ilke yok olup gidiyor. Bizim ahlaki değerlerimiz, inandıklarımız var. Tamam hayal dünyamız geniş olabilir ama değerlerimiz, kıymetlerimiz bu hayal dünyasında yok olmamalı.
Kahramanımız Doğa...Yazarımız anlatıyor -Doğa çalışırken kıyafetlerinden öyle rahatsız oluyor ki eteği zaten kısa iyice yukarı çıkıyor, sutyeni sıktığı için çıkarıp sandalyenin üzerine atıyor, ayaklarda ayakkabı zaten yok. Koca bir şirkette çalışıyorsunuz ve bu normal bir durum öyle mi.
Çok merak ediyorum aranızda böyle çalışan var mı.
Romanlarda ki birlikteliklerde sex öyle ön plana çıkıyor ki tesettürlü arkadaşlarımızın bunu niye bu kadar alenen yazdıklarını anlamıyorum. okunma sayısı bunlarla artıyor diye galiba. Bence uymuyor, bir şeyler yanlış.
Bunlar genel fikirlerim.
Romanımıza sıra gelince...
Doğa mimar olarak çalışmaya başladığı işyerinde patronu Yiğit ile arasında bir birliktelik başlar ama yanlış anlamalar sonucu beraberlikleri uzun sürmez ve Doğa Yiğit'ten kaçar. Ayrıca hamile olduğunu öğrenir ve çocuğunu doğurmaya karar verir. her ikisi de birbirinden uzakta birbirini özleyerek zaman akıp gider.
Sonrasını artık kitaptan okuyun.
Elbette ki bana bir şey katmıyor bu kitaplar ama okurken aşkı hissetmek güzel oluyor. Ama pembe dizi haline getirmeden yazılsa eminim daha kıymetli bir kitap olur.
Keyifli okumalar.
191 syf.
·
Puan vermedi
Yaşadığımız alemin fani oluşu onu ihmal etmemize neden olamaz şüphesiz.Dünyamız fani 0zerinde yaşayan her canlı ölüme mahkum olsa da biz işimizi dünyada sürekli kalacak birinin ciddiyetiyle yaparız.Tuttugumuzu sıkı tutar,başladıgımızı bitiririz.Gevşek ve plansız bir iş yapmayız.Allahın nimetlerini tüketirken,bedenimizi kullanırken imanımızın bize çizdigi dairede kalmaya özen gösteririz.
Kendimce bir kaç satır.
Değişken toplum düzeni, iç dünyamız, diğer insanlar.. Biz hepimizi bir bakıma kendiyle hesaplaştıran bir anlatıydı.
bireyin içsel sorunlarını ele alarak bir çok konuyu farklı açılardan görmemi sağladı. İçlerinde kendi kaygılarımı gördüğüm oldu.
Oğuz Atayın bu anlatım biçimine Kara anlatı deniyormuş. soyutlanmış bireylerin iç dünyalarını kaleme almak hem zor hemde anlatılması zor bir durum bana göre.Toplum içerisinde uyuşmazlıkların olduğu ve çoğu bireyin boşluğa düştüğü su götürmez bir gerçektir. Bunu kaleme almak gerçek bir ustalık gerektiriyor. Oğuz Atay burada insanı kitabına çekmeyi ve okuyucuyu karakterlerden biri yapmayı çok iyi biliyor. Kitabın içine girince sayfalar ilerlerdikçe ben belki de Tehlikeli Oyunların Hikmet'lerinden biriyimdir dedim.
************ DİKKAT*****************
Spoiler içerebilir, içermeye de bilir.
(Çünkü ne yazacağıma henüz tam karar vermedim. Yazdıkça gelişecek)
Wool üçlemesinin ilk kitabı Silo. Temelde çok bilindik bir hikâyeyi anlatıyor aslında. Yok olan, yaşanmaz hale gelen dünyamız, geride kalan insanlar ve onlardan saklanan gerçekler.
Bu kısımın
''Dünyamız bugün biraz daha karardı.
Biraz daha ışıksızız artık.
Güller öksüz kaldı, şimdi Gül'ü kim yazacak?
Şimdi Ortadoğu mahzun, Kudüs kimsesiz, İstanbul ıssız, Diyarbekir hazin.
Akşam daha karanlık, hava daha kasvetli.
Diriliş erlerinin, erenlerinin Pir'i göçtü. ''
@muhitdergi Aralık sayısını Sezai Karakoç özel dosyası olarak hazırlamış.
Karakoç , Diriliş ilkesini hem siyaset hem de toplumun yeniden uyanışı olarak entellektüel bir bakış açısı ile bizlere kitapları , şiirleri ve yazıları ile bize sunmuştur.
Şimdi ise yazarların bu dergide buluşması , bizlerde bıraktığı etkinin gücüdür .
Sezai Karakoç okuyucularının kütüphanelerinde bulunması gerektiğini düşündüğüm bir sayı , rikkatle tavsiyemdir .
bir iz , iyi ve güçlü bir iz kendisi..
️ ''Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar'' ️
"Muhafazakar kitlenin en tipik özelliklerinden biri okumamaktır. Zira okumak, döngüsel değil değişim ve gelişimi doğuran devinimsel bir eylemdir ."
''Hayatı boyunca kalabalıkların politik selinden uzak durmuş, inziva hâlini bir tür itikâfa, bir tür tefekküre dönüştürmüş; düşünsel ufkunu her daim tertemiz, her daim yepyeni, geleceğe açık şekilde tutabilmeyi başarabilmiş bir duruş insanıdır...''
''Çünkü dünya savaşmamız gereken bir yerdi.''
·
Puan vermedi
-Kuşkusuz, birlikte konuşabilir, birlikte çalışabilir, birlikte öğrenebiliriz ama her şeye karşın, sonunda her birey kendi yaşamını kendi biçimlendirmelidir. Çünkü yaşamınız yalnızca sizindir, bir başkasının değil. Bir başka yolu da yoktur bunun. Seçin yaşamı.
-Seven insanın doğallığa, birbirine dokunmaya, sarılmaya, gülümsemeye, ilgi ve sevgi duymaya dönmesi gerektiğine inanıyorum.
-Öğrenmek olağanüstü bir mutluluktur çünkü her öğrendiğimiz şey kendimizi yenilememizi sağlar.
Ben de arkadaşımın önerisi üzerine kitabı okumuştum, iyi ki önermiş iyi ki okumuşum. Leo Buscaglia’nın yüreğimize nefes olacak, hayatımıza ışık tutacak olan yapıtı. Sevgiyle yıkansın kalbimiz, insan büyüdüğün de dertleri de büyür derler, biz büyüdüğümüz de sevgimiz de büyüsün, dünyamız sevgi olsun.
