İstek varsa netice de olacaktır. Azim varsa başarı da gelecektir.
Sayfa 236Kitabı okudu
Burada, rahmetli Yılmaz Öztuna'nın bir tespitine yer vermek istiyorum, "Türkmenler kolayca Şiî oldukları hâlde, Kürtler Sünnîlikte direniyorlardı. Bu yüzden daha çok Osmanlı'yı tutuyorlardı." İşte yüzyıllar boyunca bir ayrım gözetilmemeksizin aslî unsur olarak Osmanlı'da şerefle hizmet eden, kendilerini dışlanmış görmeyen, benim vatanım, devletim, insanım diyen Kürt toplumunun bu sadakatinde, inançlarının büyük bir payı vardır.
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Bağdat, içerisinde barındırdığı nice tarihi eser ve kıymetli zat dolayısıyla kutlu bir beldeydi. Zaten bu özelliğinden dolayı Bağdat'a Burc-u Evliya denmekteydi.
Sayfa 217Kitabı okudu
14 sene Valide Sultan makamında bulunan Hafsa Hatun Hicri 940'da Ramazan ayının 4. günü (19 Mart 1534) Hakk'ın rahmetine kavuşacaktır. 55 yaşında hayata gözlerini yuman Kainatın Sultanı Süleyman Han'ın muhterem anneleri, eşi Yavuz Sultan Selim Han'ın Çarşamba sırtlarındaki camisinin kıble duvarı önünde bulunan türbelerinin yakınına defnedilecektir. Oğlu Süleyman Han tarafından kabrın üzerine çok güzel bir türbe inşa edilir. Ancak İstanbul'un büyük depremlerinden biri olarak kabul edilen 1894 depreminde bu türbe yıkılacaktır.
Sayfa 210Kitabı okudu
1533 yılının Haziran ayında meşhur İstanbul Anlaşması imzalanır.
Sayfa 196Kitabı okudu
Avrupalı bir gezginin gözünden Osmanlı
Ve öyle bir gafa imza atıyor ki, bu gezginin yaşantısı üzerinden 3 asır geçmiş, adamı temizlemeniz hâlâ mümkün değil. Şöyle diyor, "Bu saray öğrencileri o kadar hasis ki, burunlarındakileri bile yere atmayıp, yanlarındaki bir bezin içinde saklayacak kadar cimriler." İşte manzara ortada. Benim saray öğrencim, 300 sene önce burnunu mendile siliyordu ve birbirlerine sen diye değil, "Siz" diye hitap ediyorlardı. Elin Avrupalısı mendili nereden bilsin? Afedersiniz burnundakini koluna silmek, yere atmak varken, insan neden bir bezin içinde yanında saklar, aklına sığdıramıyor. İşte böyle bir Avrupalı, daha kullandığınız mendilin bile inceliklerini çözememişken sizin aile yaşantınızı, Topkapı Sarayınızı, hareminizi doğru dürüst anlamasını bekleyebilir misiniz? Bekleyemezsiniz. Anladığı gibi yorumlayacak, açıkcası acımasızca karalayacaktır. Nitekim bunu yıllarca yapmadılar mı? Padişahların içki içtiği iftiraları da, haremin bir zevk sefa yeri olduğu yalanları da, I. İbrahim'in sözde deliliği de hep bu önyargı ve cahilliğin neticesinde ortaya çıktı. Kötü olan onların bunları yazmasından ziyade, bizim bu hezeyanlara kıymet verip, "Vay be demek dedelerimiz böyle ciğeri beş para etmez adamlarmış!" diyebilmemiz oldu. Kendi arşivlerimizi yasakladık, kilitledik, hatta sattık, sonra da Avrupalı gezginlerin safsatalarını gerçeklerin yerine koyduk. Kendi tarihimize kendi gözlüklerimizden bakmaya başladığımız zaman bu problem çözülecektir. Bizi en iyi biz biliriz. Başkasına ait bir mercek, ancak bakışımızı bulandıracaktır vesselam.
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.