Hiç unutmam Lyon'a bir gidişimde yine bu son derece aşağılayıcı karelere bakarken, duvarın önünde bir ilan panosu görmüştüm. Yaklaştığımda, Fransızca bu cümlelerin arasından "lepanto" ismini yakalayı verdim yani İnebahtı. Yanımdaki fransızcası iyi arkadaşların çevirileriyle kanımız dondu. Bir hafta sonra bu kilisede yapılacak olan lepanto İnebahtı savaşının kutlama yortusunun ilanıydı. İnebahtı bildiğiniz üzere Osmanlı donanmasının 2 Selim döneminde yakıldığı bir deniz savaşidir. O günlerde Osmanlı'ya Fransızları bebek gibi pişpişlamaktadir. İnsanın kapısında beslediği dört ayaklı canlı bile ekmek yediği kabı ve bu kabın sahibini biliyorken, bunların bu vefasızlığı ve düşmanlığı insanı hayretler içinde bırakıyor. Demek ki onların dini düşmanı hep hakir görmeyi ve insan da olsa zelil göstermeyi mübah sayıyor ki dini yapılarının dört bir yanıni bunlarla süslemişler. Halbuki elimizde bulunan on binlerce Osmanlı minyatürünün hiçbirinde bir düşmanın başını ayaklar altında görüldüğü tek bir sahne göremezsiniz. Cünkü bizim inancımızda, örf ve anenelerimizde insan temelde insandır. Düşman bile olsa saygıyı hak etmektedir.
Sayfa 183Kitabı okudu
Viyana st. Stefan Katedralinin dış cephesindeki kabartmaları ve heykelleri de incelemenizi isterim. Özellikle yapının kuzeydoğu duvarındaki heykeller topluluğunu. Dikkatle baktığınızda bu dev anıtta bir Latin papazı göreceksiniz, ayakları altında da öldürülmüş ve çırılçıplak soyulmuş bir Osmanlı askeri. Silahları dört yana saçılmış, üç hilalli kalkanı arkasına düşmüş zelil bir şekilde betimlenmiş. Bu manzara sizi şaşırtmasın. Çünkü benzerlerini Avrupa'nın dört bir yanında görebilirsiniz. İsterseniz Almanya'nın regensburg şehrine gidin. Şehrin göbeğindeki meydanın ortasında İnebahtı yi kazanan Don Juan'ın heykelini göreceksiniz. Ayaklarının altında bastığı şey, Osmanlı sadrazamını sarıklı sakallı kesik başı. Ya da Belçika Gent'e uğrayın. Roma Germen imparatoru Karl in doğduğu şehir. Doğduğu evin olduğu meydandaki heykelini inceleyin. Ayağının altında basmakta olduğu bir baş sizi karşılayacak. Halbuki hayattayken Kanuni'nin tazyikiyle diri diri mezara giren kendisi olduğu halde. Daha bitmedi Fransa Lyon'a gidin şehrin en muhkem tepesinin üzerinde Lyon katedralinin sol duvarı yine inebahtı yenilgisinin resimleri ile doldudur.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Sultan Süleyman sadece devlet işlerini değil teferruat birçok konuda şeyhülislamına soruyor yanlış bir iş yapmak istemiyordu. Bir gün Topkapı Sarayı'nın arka bahçesinde bazı meyve ağaçlarını karıncaların sardığını görecektir. İlaçlarsın kireçlesin geçer ama Sultan bir karar veremez acaba caiz olur mu diyerek Ebu Suud Efendi'ye sorma kararı alır, ancak Ebu Suud Efendiyi makamında bulamaz sorusunu bir kağıda yazıp odasına bırakır. Bir süre sonra Ebu Suud Efendi gelecek kağıt parçasını görecek ve okuyacaktır belli ki sultan'a ait bir soru. Sorunun cevabı altına hem de şiirin nazmına uygun olarak not edecektir. Bir süre sonra Sultan Süleyman yine gelir hocası yine yoktur ama sorusunun altına bir cevap iliştirmiştir. Kanuni'nin şöyle sormuştur: Meyve ağaçlarını sarınca karınca Günah var mı karıncayı kırınca Ebu Suud Efendi el cevap Yarın hakkın divanına varınca Süleyman'dan hakkını alır karınca.. Sultan Süleyman ağaçları ilaclamaktan vazgeçecektir
Sultan Süleyman'ın süt kardeşi Yahya efendi'den bahis açmışken onun İstanbul boğazının manevi sahiplerinden biri olduğunu da ifade edelim. Zamanında balıkçılar balığa çıkacakları zaman tekneleri ile teknenin hemen dibindeki bu sahile yaklaşırlarmış. Yahya Efendi de tekkenin ucuna çıkar ve buradan onlara dua edermiş "ürününüz bereketli kazancınız bol olsun" diye bütün balıkçılar hep bir ağızdan amin derlermiş, sonra Yahya efendi onları 'eyyam ola' 'eyyam ola' yani uğurlar ola diye savarmış Yahya efendi vefatı sonrasında aynı adet devam etmiş balıkçılar yine buraya gelip bu kez onun ruhuna fatihalar gönderir ve ardından kendileri eyyam ola diyerek buradan ayrılırlarmiş işte bu eyyam ola sözü döne dolaşa bugünün heyyamola söz olmuştur.
Padişahların Adalet Kulesi'ne girmek için kullandıkları bu kapının üzerinde de ikinci bir Hadis-i Şerif daha yazmaktadır, "Bir saatlik adalet yetmiş yıllık ibadetten hayırlıdır. "
Sayfa 231 - Timaş Yayınları / Divan-ı Hümayun ve PadişahKitabı okudu
·
Not rated
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214.5k okunma
Reklam
156 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.