Hazrecliler dediler ki : biz böyle yaptığımız takdirde buna karşı mükafatımız ne olacaktır ? Hazreti peygamber cennet dedi . İnanmayan birisi için cennet bir sözden ibarettir. Bu insanlar inanmıyor olsaydı ve samimi olmasalar da bu sayılan fedakarlıklar dünyevi olmayan bir karşılık için yüklenirler miydi?
Sayfa 99 - İnsan yayınlarıKitabı okuyor
"ipse dixit, et facta sunt; ipse mandavit, et creata sunt" Eski Ahit'ten olan bu sözler, "Tanrı buyurdu ve yaratıldılar; sonra emreyledi ve öylece durdular, " demek Not: Alıntı aynı zamanda, 15.- 16.yy . Hollandalı ressamlarından olan Hieronymous Bosch tarafından ünlü triptiği "Dünyevi Zevkler Bahçesi" nin dış kapağında kullanılmış ve eserin kontekstini belirlemektedir.
Reklam
Sevgi de nefret de dünyevi bir maksat için değil, sadece Allah rızası için olmalıdır. Allah rızası için birini sevmek veya birinden nefret etmek amellerin en faziletlisidir. Şu halde bir çıkar beklentisiyle veya nefsânî bir duygu sebebiyle birini sevmenin veya birinden nefret etmenin Allah katında hiç önemi yoktur.
"Tanrı'dan her şeyin iyi olmasını ve sizlere bu dünyevî şeyleri verenden, uhrevî şeylerden de hediye etmesini dilerim; çünkü bunlar olmadan her şey değersizdir.."
Sayfa 87 - Kronik KitapKitabı okuyor
Ben onu her ne kadar sevsem de eğer onun gönlünde başka birinin aşkı varsa öyle bir kadınla birlikte olamazdım. Dünyada sırf kendisi sevi­yor diye sevilip sevilmediğine bakmadan bir kadınla evlenip mutlu olan insanlar olsa da o sıralarda bu tür insanları biz­den çok daha dünyevi adamlar ya da gerçek aşkı bilmeyen ahmaklar olarak addediyordum.
Sayfa 273 - İthakiKitabı okuyor
" 15 saat oruç tuttuktan sonra 15 dakikada doymak bizlere dünyevi heveslerin ve zevklerin ne kadar geçici ve yanıltıcı olduğunu gösteriyor..."
Reklam
“…karşısında duran dişi varlığın tek farkı;dünyevi zevklerden tamamen uzak oluşu ve kendini aşkın hizmetine değil,insanlığın menfaatine,sevgisine adamış olmasıydı.”
Her yerde bir tembihat gören insan nefsine her an çeki düzen verebilir her yerden ilahi işaretleriniz sızdığını gören ve aslında daima ilahi olanla beraber yaşayan onun hayatından hiç çıkarmayan bir insan tipolojisidir bu. Dünyevi hayatta kaybolmaya yüz tutan bir bakış açısı bu ama aslında hayatımızda olması gereken bir bakış.
Anne'in yakın zamandaki iyi niyetleri başlı başına yeterliydi ve evlilikleri, onu bir arkadaşından mahrum bırakmak yerine iki arkadaşını güvence altına almıştı. Yerleşik yaşamlarında onların ilk ziyaretçileriydi; ve Yüzbaşı Wentworth, kocasının Batı Hint Adaları'ndaki mülkünü geri alması için ona yol göstererek, onun adına yazarak, onun adına hareket ederek ve korkusuz bir adamın faaliyeti ve çabasıyla davanın tüm küçük zorluklarının üstesinden gelmesini sağlayarak ve Kararlı bir arkadaş, karısına verdiği ya da vermeyi düşündüğü hizmetlerin karşılığını tamamen verdi. Bayan Smith'in eğlencesi, gelirindeki bu iyileşme, sağlığındaki bir miktar iyileşme ve sık sık birlikte olabileceği bu tür arkadaşların edinilmesiyle bozulmadı, çünkü onun neşesi ve zihinsel canlılığı onu yarı yolda bırakmadı; ve bu temel iyilik kaynakları kaldığı sürece, dünyevi refahın daha da artmasına bile meydan okuyabilirdi. Tamamen zengin ve son derece sağlıklı olmasına rağmen yine de mutlu olabilirdi. Arkadaşı Anne'in mutluluğu kalbinin sıcaklığında olduğu gibi, onun mutluluğu da ruhunun ışıltısındaydı. Anne şefkatin ta kendisiydi ve Yüzbaşı Wentworth'ün sevgisinde buna fazlasıyla değer veriyordu. Onun mesleği, arkadaşlarının bu şefkati daha az istemesine neden olabilecek tek şeydi, gelecekteki bir savaşın korkusu onun güneş ışığını karartabilecek tek şeydi. Bir denizci karısı olmaktan gurur duyuyordu ama mümkünse ulusal öneminden ziyade ev içi erdemleriyle öne çıkan bu mesleğe ait olmanın bedelini acilen ödemek zorundaydı. Son.
144 syf.
·
Puan vermedi
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
Kapına Geldim
Kapına GeldimHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 2020265 okunma
Reklam
Yaşamak, salınmaktır.
Kadim zamanlardan beri ‘ora et labora’ adı altında hüküm süren ünlü bir salıncak vardır. Dua etmekle çalışmak arasına bir çan gibi bir o yana bir bu yana salınmak, manastır sakinlerinin yüzyıllar boyunca doygun bir hayat yaşamalarına imkân vermiştir, anlaşılan. Dünyevi alemde, gerginlikle içe dönmek arasında salınmak, benzer bir kalıcı etki yaratabilir: Yahut, haz ile feragat arasında salınmak.
Sayfa 20
Dünyevi olan her şeyin yüzü bu dünyaya bakarken , bir tek aşkın iki yönlü yaratıldığına inancım sonsuzdu oysa .
kim ne derse desin, felsefenin mevcudatın mâhiyetini/hakîkatini idrâk ve izhâr etmenin yanı sıra, evvelde ve âhirde kişinin haddini bilmesi olduğunu düşünürüm. haddini bilen, kendini bilir; kendini bilen de dünyevî ve uhrevî saadeti kucaklar.
Yüksek bir kaidenin üzerinde olduğunu, kendisinden başka herkesin suçlu olduğu, kendisinden başka herkesin cehenneme gideceğini farz etmeye başlar. Çünkü o dünyadan, dünyevi tüm zevklerden ve dünyaya dair herşeyden vazgeçmiştir.
Bu ülkede iki tür insan var ama her ikisi de nesnelere inanıyor. Bunlardan birine dünyevi derler: Bu tür , nesneleri biriktirir. Diğer türe de âhiret işlerine dalmış, manevi, dindar denir: O da nesneleri terk eder. Fakat her ikisi de nesneler üzerine odaklanmıştır, nesneler üzerine yoğunlaşmıştır biri sahip olmaya, diğeri yoksun olmaya. Fakat gözleri nesneler üzerine odaklanmış olarak kalır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.