Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fethullah durak

Sabitlenmiş gönderi
Seneler geçti, sevgili Manuel Valadares. Bugün kırk sekiz yaşındayım ve bazen kendimi hasrete öyle kapatıyorum ki hâlâ çocuk olduğumu zannediyorum. Her an ortaya çıkıp bana sinema yıldızı kartları ya da misketler getireceksin sanki. Hayatın şefkatli yanını bana sen öğrettin, sevgili Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor, ki bu ikincisi daha sık oluyor. O günlerde, yani beraber geçirdiğimiz günlerde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prens'in gözlerinde yaşlarla bir sunağın önünde diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu: "KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK? " Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar. Hoşça kal!
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
İnsanın hayatını değiştirememesinin asıl sebebi, bunu başaramayacağına kesin inanmış olmasıdır. Zira hayatımızın senaryosunu inançlarımız yazar.
Her kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin eğer, kim olmayı isterdin? Eğer hiçbir sınır, ön yargı veya sana isteklerinin abartılı, aşırı, gülünç ya da ölçüsüz olduğunu söyleyen kimse olmasaydı? Yani eğer kim olursa olsun, istediğin kişi olabilseydin ve önünde bütün yollar ile kapılar açık olsaydı, o zaman kim olmayı isterdin?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatta çözüm diye bir şey yoktur. Sadece hareket halinde olan güçler vardır. Bu güçleri uyandırdığımız anda, çözümler kendiliğinden gelecektir. ANTOINE DE SAINT - EXUPERY
fethullah durak

fethullah durak

, bir kitabı okumaya başladı
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh
8.4/10 · 4.289 okunma
Reklam
İnsanın hayatı daha çok yaşadıkça gerçeğe daha çabuk, daha çok varacağını sanıyorum. İnsan hayatı, gerçeği daha çok kendi yaşantısından ve deneylerinden öğreniyor. Hayatı yaşamak diye bir yetenek de var. Her kişi hayatı derinlemesine olanakları el verse de yaşayamıyor. Türkiye'de bugünkü düşüncenin temelinde yaşam ve yaşamaktan gelen deneyler
96 syf.
·
Puan vermedi
·
40 günde okudu
Kuş Uçar Kanat Ağlar
Kuş Uçar Kanat AğlarŞükrü Erbaş
8.7/10 · 4.168 okunma
Ben o gün orada öğrendim, çocukluğu olmayanın büyüklüğü de olmazmış.
Ölüm geri çeviriyor beni Hayat istemiyor Ben şimdi nereye gidebilirim ki? Rupen Sevag
Reklam
Varoluş İtirafı
Genç adam, dış dünyada bulamadığı neyse, nelerin kırıklığı, nelerin hevesiyle, katılmak için dergâhın kapısını çaldı. Binlerce gecenin ve yakarışın esrarında süzülmüş, aksakallı, incecik, uçuk bir İsa tasviri gibi* bir derviş açtı kapıyı. Genç içinde yapraklı bir göl, gölgeli bir sesle dergâha katılmak istediğini söyledi. Derviş, dalgınlıktan öte gözlerle baktı gence. Bir şey söylemeden usulca kapattı kapıyı. Şaşkın kalıverdi tanrı heveskârı. Kısacık, uzunca, bir zaman sonra kapı açıldı. Derviş, elinde su dolu bir kova, bir şey söylemeden gencin önüne koydu. Sonra bin yıllık bir bilginin karşılığını bulmak ister gibi baktı yüzüne. Genç, bu sırrı binlerce yıl önceden biliyormuş gibi incecik bir gülümsemeyle yanı başındaki gül ağacından bir yaprak kopardı, suyun üstüne bıraktı. Derviş, üstündeki esrara yakışan bir gülümseme, aradığı yanıtı bulmanın sessiz sevinciyle, dergâhın kapısını ardına kadar açtı. Derviş, harflerin sesiyle büyüyü bozmadan, genci incitmeden "doluyuz" demiştir. Genç, bilgeliği görmüştür, inceliği görmüştür, içerdeki dünyayı görmüştür. Kendi sığlığında boğulan dünyadan, doğru yere geldiğine bir daha inanmıştır. "Ben taşırmam" demiştir. Kapı, sessiz bir alfabeye, onun çağrışım yüklü cümlelerine, dışarının kaybettiği bir sonsuzluğa açılmıştır.
Önce dinledim. Bu uzun sürdü. Sürer hâlâ. Herkes güzel konuşuyordu. Kıskanıyordum. Öfkeyle tevazu büyülü bir beşikti. Bunun hayranlık olduğunu bilmiyordum. O güzel sözleri söyleyenler de bilmiyordu. Cümlesi olmayanların canı sıkılmıyordu hiç. İnsan iyiliği öğrenmeden bilirmiş de, kötülük için zaman gerekirmiş. Şimdi bile kime söylesem, uzak uzak bakıyor. Yalnızlık böyle saçaklanıyormuş...
Yalnızlık kötü. Çocuklar alıp götürüyorlar. Solgun bir gül, duruyorum öylece. Şehir soğuk. Sanki herkes kendi evinde misafir. Kimse bir yere yetişemiyor. Bazen bir şey söylüyeyim diyorum, birden uzaklarla konuşurken buluyorum kendimi. Hangisinin yüzü gülerse onun yanında kalıyorum. İnsan geçmişini sevmeden yaşayamazmış. Hatıra ne demek, yeni anlıyorum. Yaz ayları hala iyilik veriyor. Yılda birkaç gün olsun geliyorum. Otların altında da kalsa, burada soluk alan zaman benim zamanım. İnsanlar öyle uzak ki, orada da burada da bir yerleşik yabancısın*. Bunun acısını da yeni öğreniyorum.
633 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.