Merhaba dostlar. Nasılsınız? Ben biraz fazla duygusalım. Okuduğum 
Mehmet Uluğtürkan 'in yazmış olduğu 
Rüsumat 'ın etkisinden hala çıkamadım. Yazarken bile hala kalbim sızlıyor. Mutlaka okumalısınız diyerek başlayım söze.
Cihan harbinin bittiği 600yıllık koskoca Devlet-i Aliyye'nin çöküşü ve parçalanması ile başlayan bir mücadelenin tasviri yapılmış. Öyle güzel öyle yürekten yazılmış ki okurken hücrelerime kadar hissettim.
1920 yılları savaşın en çetin olduğu, şartların ve imkanların kısıtlı olduğu, mühimmatın yok denecek kadar az olduğu düşmanın en acımasız olduğu dönemlere gidiyor ve savaşın kaderini değiştirecek hayalet gemidir 'Rüsumat'
Balıkçı teknesi olan Rüsumat vatan sevdalısı bir kaç yiğitle beraber Karadeniz'de mühimmat taşıyacaktır. Sular tehlikeli düşman nefes aldırmıyor.
Yunan gemisinden kaçmaya çalışan Rüsumat ilk gaziliğini Ordu'da alır. Halkın yardımı ile yeniden yüzdürülen gemi gideceği yere varmıştır. Defalarca batırılmaya çalışsa da içindeki yiğitler her seferinde yeniden kaldırmıştır ayağa.
Taki son baskına kadar. 2 gemi tarafından, batana kadar bırakmamışlardı. Gemi ortadan ayrılmış ve yanıyordu.
Gözlerim dolu dolu okudum her satırı. Çocuklarıma dahi okutacağım bu kıymetli kitabı. Yüreğiniz var olsun kaleminiz daim olsun @mehmetulugturkan
