-Düşüncede sensiz yapayalnızım.
-Sadece düşüncede mi? Düşte, dünde. Kendimde, sensiz bir zihinde, bir ümitte, bir ideolojide, bir direnişte, haykırışta, sensiz bir sessizlikte, melodide, sensiz bir tabloda, sensiz bir nefeste, sensiz bir kitapta yapayalnızım.
Korkarım, sensizlikle dolduruyorum tüm zamanı. Hayır, hayır korkmam. Senlikten korkmadığım gibi sensizlikten de korkmam.
Hem sensizlik benlik oldu lügatımda.
Ben mi ne oldum? Hiç, bir sessizlik uğultusu. Bir gece ürpertisi, ay mavisi.
-Bir daha hiç göremeyecek miyiz birbirimizi?
-Bir daha kendimi hiç görebilecek miyim?
Tenimde buruk bir dokunuş ürpertisi kaldı. Yarım kalan çayımızdaki gibi buruk bir tat. Parmak uçların, parmak uçlarım kitaplarla sevişedururken ruhlarımız yan yana uzanacak. Biliyorum. Sen biliyor musun? Hayır bilmiyorsun. Bilgeliğin var oldukça, bilemeyişin daim olacak. Ben biliyorum.
-