Gelmemesi ihtimalinin icine olcusuz bir hayalin doldurabilecegi butun felaketlerin toptan sezgisi icinde, onun gecikmesini tabii gosterebilecek mazeretlerin hicbiri korkunc realiteyi izah edemez. Gelmesinden baska sifam yoktur. Gelmezse, yeryuzunde hicbir guzel canli ve enteresan seyin beni onaylamayacagini dusunmenin verdigi bir umitsizlik dehseti icinde yerime oturu, gozlerimi buzlu camlarin yari karanlik zemininde oynayan kaderin pariltilarina dikerim.
İnsan kendi kelepçelerini takar
Düşünce ve eylem kaderin gardiyanlarıdır, temelde yer alan düşünceleri hapsederler. Aynı zamanda özgürlüğün melekleridir --- asil olan düşünceleri özgür bırakırlar.
Sayfa 23
Reklam
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemiz katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter? demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü!
Ölümden sonraki yaşama, alın yazısına, kadere, şansa ya da pozitif düşüncenin gücüne inanmıyordu. İnsanların hak ettiğini bulduğuna, olan her şeyin bir nedeni olduğuna ( ne gibi bir nedeni olabilirdi ki?) ya da doğaüstü güçlerin insan yaşamındaki her şeyi etkilediğine de inanmıyordu. Bütün bu saçmalıklardan sonra geriye kalan neydi? İçine doğduğumuz koşulların rastlantısallığı, donatıldığımız genlerimiz, kendimize işkence etme ya da kendimizi zorlama konusundaki farklı istek seviyelerimiz ve karşımıza bir fırsat çıktığında bunu anlayacak zeka seviyesinde olmamız. Tabii çıkarsa.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü,
Gelmesinden başka şifam yoktur. Gelmezse, yeryüzünde hiçbir güzel canlı ve enteresan şeyin beni oyalayamayacağını düşünmenin verdiği bir ümitsizlik dehşeti içinde yerime oturur, gözlerimi buzlu camların yarı karanlık zemininde oynayan kaderin parıltılarına dikerim.
Reklam
Anadolu'nun bir kaderi var: Doğu'yla Batı'nın karşılaştığı yer olmak. Bu kaderdir ki, birden coğrafyayı tarih, tarihi medeniyet karşılaşması, onu da iki düşüncenin, iki mizacın, iki ana dünya görüşünün, realizmle hayalciliğin, idealizmle oportünizmin... İnsanların batıdan doğudan gelip bağrında birbirinin boğazına sarıldığı devirlerin yanında, Anadolu; yol gibi, köprü gibi çiğnendiği zamanları gördü. ⋇⋆✦⋆⋇ 
Sayfa 27 - Diriliş yayınları, 6. Baskı. Sezai karakoçKitabı okudu
"Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! Demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş uykularında, Sıyrıldığımız zaman yaşaman kaygısından, Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, Sevgisinin kepaze edilmesine, Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. ... Bilinç böyle korkak hepimizi Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor Yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atışlar Yollarını değiştirip bu yüzden Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."
Neden kaderiniz bu kadar kötü? Neden başkaları hiç beklenmedik bir şekilde mutluluğa ulaşırken iyi insanlar mutsuz yaşamaya mahkum ediliyorlar? Biliyorum küçüğüm, böyle düşünmenin yanlış ve günah olduğunu biliyorum ama dürüst konuşmak gerekirse daha doğmamış çocuğun kaderi bile iyi yazılmışken neden bazılarının da doğar doğmaz sokağa atıldıklarını merak ediyorum aptalların kaderi iyi olurmuş: sen aptal. Al işte dedenin kesesi, karıştır istediğin gibi, harca, mutlu ol. Ama sen adın her neyse avucunu yala, sana bu yaraşır dostum, böyle düşünmek. Günahtır canım biliyorum ama bazen günah fikirler insanın aklına giriveriyor.
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü! Çünkü o ölüm uykularında, Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından, Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, Sevgisinin kepaze edilmesine, Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün kadar çabuk yürümesine. Kötülere kul olmasına iyi insanın Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? Kim ister bütün bunlara katlanmak Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek. Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa, O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya Ürkütmese yüreğini? Bilmediğimiz belalara atılmaktansa Çektiklerine razı etmese insanı? Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor Yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar Yollarını değiştirip bu yüzden. Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
851 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.