Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşünen Bir Genç

Elhasıl: Dünyada bundan daha doğru bir haber, daha sağlam bir dava, daha zahir bir haki kat olamaz. Demek, şüphesiz dünya bir mezra adır. Mahşer ise bir beyderdir, harmandır. Cennet, cehennem ise birer mahzendir.
Sayfa 22
Reklam
Bedevi Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki bir kabile reisinin ismini alsın ve himayesine girsin, tâ şakîlerin şerrinden kurtulup hâcatını tedarik edebilsin. Yoksa tek başıyla hadsiz düşman ve ihtiyacatına karşı perişan olacaktır.
Sayfa 9
Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim, şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanıdır.
Sayfa 9

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bugün yalnız Anadolu ve âlem-i İslam'ı değil, belki bütün insanlığı maddi ve manevi terakkinin zirvesine aştıracak, dünya ve ahiret saadetlerine vesile olacak çok büyük bir hakikati, bir tefsir-i Kur'an'ı Cenab-ı Hak bu asrın insanlarına Bediüzzaman Said Nursî vasıtasıyla ihsan etmiştir.
Sayfa 1
Risale-i Nur, bu asır ve gelecek asırlardaki bütün insanların imani, İslamî, fikrî, ruhi, kalbî, akli ihtiyaçlarına tam cevap verecek ve kâfi gelecek Kur'ani hakikatleri havidir.
Sayfa 1
Reklam
Bazı kadınlar otuz beşe gelirler de yirmi sekiz, yirmi dokuzdan yukarı çıkmak istemezler. Orada demir atarlar. O niçin o? Otuz yaşı kadınlığın ilk ölümü de onun için... Fakat yaş saklamak ne para eder! Erbabı bir bakışta anlar
Sayfa 6
"Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği" derler. Başında bir de çocuğun, yani bir pürüzün var. Evlilik zamanını geçirmek senin için akıl kârı değildir
Sayfa 6
Sana, "Ölümüne bir şey kalmadı" dediğim, kadınlığının makbul çağına ait olan manevi ölümün içindir. Cenabıhak daha çok vakit yaşatsın. Asıl ecelin için değil... Öyle ya, sen şimdi ferah ferah yirmi sekizindesin. Otuzuna, yani tan yerine çekilmene ne kaldı? İki senecik. Artık ondan sonra yüzüne bakan olmaz. Evde kalırsın. Ölmüş kocanı unutursun. Bu acın geçer
Sayfa 5
Yine tandirname edebiyatından bazı sözler vardır. Bir kız için, on beşinde gonca güldür, açılır; yirmisinde güzelliği saçılır; otuzunda tan yerine atılır; kırkında, ellisinde ve devamında son merhaleye kadar birtakım şeyler söylerler. Çöktüğünde varacağı yer olarak bir kadını otuzunda çektikleri bu tan yeri neresidir, bilemem. Fakat otuz yaşın kadınlar için parlak bir devir olmadığı anlaşılıyor. Yani bir kadın bu yaşta mutlaka bir kocaya varmış, bir erkeğe mal olmuş bulunmalıdır. Kocadayken bu çağa giren kadınlar herhalde gerileme dönemine adım atmış bulunuyorlar ama -erkeklerin de bu iyiliklerini inkâr etmeyelim- vaktiniz geçti, diye karılarını tutup pencereden aşağıya atmıyorlar. "Artık ne belaysa başımıza bir kere gelmiş bulundu" teslimiyetiyle karılarının dertlerini çekip gidiyorlar
Sayfa 5
Evet, bir kadının iki türlü ömrü, hayatı vardır. Birincisi, Cenabıhakk'ın her kuluna çeşitli miktarda nasip ettiği beşikten mezara kadar süren doğal ömrü; ikincisi, asıl kadınlık hayatı ki bu da tekrar iki kısma ayrılır: İlki otuz yaşına kadar devam eder, sonraki kırkı, kırk beşi bulur. Bu iki yaş, bir kadın için asıl uhrevi ölümünden evvel gelen, biri küçük, diğeri büyük iki dünyevi ölümüdür. Otuzunda bir kadın artık kadınlık cazibesini kaybedecek bir çağa girmiş sayılır. Kırk beşinde doğurganlık görevi verimsiz kalır
Sayfa 5
Reklam
-Yılanın da canı birden fazlaymış. Yılan öldürüldükten sonra gece ayaza bırakılırsa gökte ilk yıldızı gördüğü zaman yine dirilirmiş.
Sayfa 3
- Allah müstahakkını versin! Şimdi kadınları kertenkeleye, fareye mi benzeteceğiz?
Sayfa 3
-Oh, hanım! Ben gözüme mi inanayım, sana mı? Kertenkelenin vücudu ortadan ikiye ayrıldıktan sonra başı bir tarafa yürüdü, kuyruğu öbür tarafa gitti. -Bu durum, hayvanın ölüp de tekrar dirildiğine mi işaret eder? -Bilmem, Allah rahmet eylesin büyükannem, "Bazı hayvanların dokuz canı vardır" derdi... Kapana tutulan fareler ne zor ölürler.
Sayfa 3
- Bir kadının iki türlü ömrü vardır... - Acayip! Bir yaşıma daha girdim. Neler öğreniyorum? Kadının ömrü iki türlüymüş... Kadın kısmı görünürde öldükten sonra kertenkele gibi dirilir, sonradan bir defa daha ölür, öyle mi?
Sayfa 3
Hah, iyi ya işte! Ölürsem kurtulursunuz. Fikriye Hanım, öfkeden başının firketelerini birer birer çıkarıp tekrar saçlarının arasına oraya buraya yerleştirip sözüne devam ederek: -Kuzum Hanım Yenge, herkesin ömrünün sonunu ancak Hak Teâlâ Hazretleri tayin eder. Benim ölümüme bir şey kalmamış olduğunu nereden bilip de bu derece yürekten söylüyorsun, merak ettim...
Sayfa 3
3.056 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.