Ziya Gökalp'ın İslâmiyet esası üzerine kurmak değil de, İslâmiyetle yer değiştirmekten başka gayesi olmayan posa milliyetçiliği, Enver ve Cemal Paşaların Birinci Dünya Savaşında şapkaya doğru yol açmak niyetiyle icat ettikleri Enveriye ve Cemâliye serpuşları, yine Enver Paşa'nın kumar parası gibi harcadığı Türk ordusunu düşünmek yerine Türk "Elifba"sına musallat olması ve Lâtin alfabesi şeklinde birbirinden ayrı ve rabıtasız harflerle bir imla hayal etmeye kalkışması, Tevfik Fikret ve Abdullah Cevdet'lerin alenî inkâra sapmaları ve milli ruh kökünü çürütücü kalem faaliyetlerine girişmeleri, felaketin Tanzimat ile beslenen mikroplarına ilk tecelli zemini olarak Meşrutiyet devresini çerçeveler.
Böyleyken, akıllarınca medenileşmeye engel saydıkları İslâmiyete karşı düşmanlık büsbütün resmî ve aleni plâna çıkamaz, daima tutuk ve kekeme bir zemin üzerinde cereyan eder ve tam tezahürünü bulmak için Cumhuriyet yıllarını bekler.