"İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik neye yarar?" dedi.
Saçma sözler ettim, ne inandığım ne inanmadığım sözler; tatmadığı bir duygu hakkında akıl yürütmeye kalksan zavallı bir adamın acınası çabası.
"Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz."
"Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?"
"Ama kucağında bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz."
"iyi ya, boş değildi kucağım."
"Ama yandınız, kül oldunuz.
"Ama vardım, kül bunun kanıtı."
Bu kitabı okumaya başlayalı uzun zaman oldu ama bitirmek bugüne nasipmiş. Uzun zaman oldu dediysek de keyifle okumak istemedik gibi anlaşılmasın. Her dizenin tadına, en ince ayrıntısına kadar varmak için bunu yapmış bulunduk. Öyleyse hiç bekletmeden incelemeye geçeyim.
Nasıl desem bilmiyorum? Tam bir duygu karmaşası içindeyim. Her bir şiir de ayrı bir yaşanmışlık tadı var. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere tam bir "depresyon" havası da var diyebiliriz.
Ben kitabın ismi olan Depresyon kelimesini Deprem ve isyan kelimesinin birleşimi gibi algıladım. Bununla birlikte o anı (depremi) yaşamış olmanın verdiği depresif hava da anımsatılmak istenmiş olabilir. Elbette ki en doğrusunu şaire hanım bilir.
Bence kitabın en güzel yanı, tüm gelirinin deprem mağduru kimselere gönderilecek olması. Bu kitabı almak isteyişimin asıl nedeni buydu. Ama kitabın içeriği de en az amacı kadar güzel ve derin anlamlara sahip.
Her bir şiirde ayrı bir hissiyat vardı, her bir şiirle o duyguyu yeniden ama her bir sefer başka bir pencereden sahneler izleyerek yaşadık. Eminim bu kitabı okuyan diğer kişiler de benimle aynı görüşte. En azından ben öyle olduğunu düşünüyorum.
Her kitaba inceleme yazmam. Bu kitapların bir kısmı yazacağım inceleme o kitaba yeterli gelmeyeceği içindir. Diğer bir kısım ise inceleme yazmaya değer bulamadığım içindir. Bu kitap içinse inceleme yazmam gerekli olduğu için yazıyorum. Çünkü gerçekten de bilinmeyi hak ediyor. Okuyun ve de okutunuz.
Ayrıca şaire hanımı bu güzel düşüncesi için tebrik ediyor ve şiirlerinin devamını bekliyoruz diyerek yazımı tamamlıyorum.
o susarken, sigara içerken, bakarken, uyurken, severken, solurken. o varken ya da yokken. teninin bu denli güzelliği sonsuz durgunluktan kaynaklanıyor ve bana bu sonsuz yeryüzünden, yaşamdan ve ölümden daha da sonsuz geliyor. işte bu duygu nedeniyle onunla olmalıyım, onsuz bile olsam.
Kendini tanımak istiyorsan, başkalarında rahatsız olduğun şeylere bak derler.
Ancak bize rahatsızlık verme sebebi, bunlara maruz kalmamız mı, yoksa bunların arasındaki arzu ettiğimiz yüksek seviyelilerden 'mahrum' kalmamız mı? Bunu da iyi irdelemek lazım. En güzeline erişemedi diye diğer tüm ciğerlere de pis deme işini kediye bırakmalıyız.🐱
Kitabı okurken gelecek hakkında içimi ciddi kasvet kapladı.Parti, siyasi görüş, teknolojinin getirdiği kısıtlama, yaşam alanının kalmaması, sürekli açık kalan bir Tv, dünyanın ileri derecede kaosu…”İnsanlar bu kadar özgürlüklerinden fedakarlık yapar mı?” diye düşünmeden edemedim.Sevgi tadılması gereken , kalbin sıcaklığını hissettiren hassas bi duygu lakin “bu kadar zorlama kaçış, hengâme , baş ağrısına değer mi?” diye tekrar düşündüm.Kitap sizi yora yora tabiri caizse yaşlandırarak okutuyor.Dili hafif diyemem ama kime göre?Sadece sabırla zihninizde canlandırarak ve kendini gerçekten karakterlerin yerine koyarak okumanız lazım.Keyifli okumalar dilerim.
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,6bin okunma