Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bir şey nasıl olup da kendi zıddından ortaya ç ı k a b i l m i ş t i r ? Örneğin hakikat yanılgıdan? Ya da hakikat isteği aldanma isteğinden? Ya da diğerkam davranış bencil davranıştan? Ya da bilgelerin saf güneş gibi bakışı şehvetten Böyle bir ortaya çıkış olanaksızdır; bunu düşleyen bir delidir hatta daha fenasıdır; en değerli şeylerin başka, k e n d i l e r i n e ö z g ü kökenlerinin olması gerekir - bu fani, baştan çıkarıcı, aldatıcı, adi dünyadan, bu kurunnı ve hırs karmaşa sından türetilemezler! Daha ziyade Varlık'ın bağrında, ölüm süz olanda, gizli tanrıda, 'kendinde şey' de - orada yer almalı onların temeli, başka hiçbir yerde değil!" - Böyle bir yargıda bulunma tarzı tüm zamanların metafizikçilerinin kendileri ni ele verdikleri tipik önyargıyı oluşturur; onların mantıksal işlemlerinin ardında bu türden değer biçmeler bulunur; bu "inanç"larından yola çıkarak ulaşmaya çalışırlar sonunda törenle "hakikat" olarak vaftiz edilecek olan "bilgi"lerine.
Sayfa 6
H i ç k i ms e sorumlu değildir, varoluşundan, şu ve şu yapıda oluşundan, bu koşullarda, bu ortamda oluşundan. Varlığın yazgısallığı, var olmuş ve var olacak olan her şeyin yazgısallığından ko panlamaz. Kendine ait bir niyetin, bir istencin, bir amacın sonucu d e ğ i l d i r o; onunla bir “ insan ideali” ne ya da bir “mutluluk ideali” ne ya da bir “ ahlaksallık ideali” ne ulaşma denemesi yapılıyor d e ğ i l d i r , — onun varlığını herhangi bir amaca a r m a ğ a n e tme k istemek saçmadır. “Amaç” kavramını biz uydurduk: gerçeklikte y o k t u r amaç... Kişi zorunludur, felaketin bir parçasıdır; bütüne ait amaç... Kişi zorunludur, felaketin bir parçasıdır; bütüne ait tir, bütünün içinde v a r d ı r , — bizim varlığımızı yargıla yabilecek, ölçebilecek, kıyaslayabilecek, mahkûm edebilecek bir şey yoktur... Z a t e n , b ü t ü n ü n d ı ş ı n d a h i ç bi r ş ey y o k t u r ! — Hiç kimsenin daha fazla sorum lu kılınamayacağı, var olma tarzının bir causa prima’ya9 da yandırılamayacağı, dünyanın ne bilinç ne de “ tin” olarak bir birlik oluşturduğu, i ş t e b u d u r i l k b ü y ü k ö z g ü r l e ş m e , — ancak böylelikle yeniden kurulmuştur, oluşun m a s u m i y e t i . . . “Tanrı” kavramı şimdiye ka dar, varoluşa karşı en büyük i t i r a z d ı . . . Tanrıyı yadsı yoruz, tanrıya karşı sorumlu olmayı yadsıyoruz: ancak b ö y l e l i k l e kurtarıyoruz dünyayı. —
Sayfa 41
Reklam
İnsanların “ özgür” oldukları düşünülmüştür ki yargılanabilsinler; cezalandırılabilsinler, — s u ç l u ola bilsinler: dolayısıyla her eylemin isteyerek yapıldığının, her eylemin sebebinin bilinçte yattığının düşünülmesi g e r e k m i ş t i r (böylelikle in psychologicis8 e n t eme l kalpa zanlık, psikolojinin kendi ilkesi yapılmıştır...)
Sayfa 41
Tüm tutkuların, sadece felaket getirdikleri, kurbanlarını aptallığın ağırlığıyla aşağıya çektikleri bir dönemleri vardır — bir de, tinle evlendikleri, “ tinsel leştik 1er i ” , ileri, çok ileri bir dönemleri. Eskiden, tutkudaki aptallık yüzünden, tutku nun kendisine savaş açılmıştı: onu yok etmeye yemin edil mişti — tüm eski ahlak-canavarları “ il
Sayfa 27
Yaşam hakkında, tüm zamanlarda en bilgeler hep aynı yargıya varmışlardır: d e ğ m e z . . . Her zaman ve her yer de aynı ses duyulmuştur ağızlarından, — kuşku dolu, efkâr dolu, yaşam yorgunluğu dolu, yaşama karşı direnme dolu bir ses. Sokrates bile demişti ki ölürken: “ yaşamak — uzun süre hasta olmak demek: kurtarıcı Asklepios’a bir horoz borçluyum.” Sokrates bile bıkmıştı. — Neyi k a n ı t l a r bu? Neye i ş a r e t e d e r bu? — Eskiden denilmişti ki, (— ah, dediler bunu, hem de yeterince yüksek sesle ve bizim kö tümserlerimizden önce!): “Burada her halükârda bir hakikat payı bulunmalı! Consensus sapientum,* hakikati kanıtlar.” — Bugün de hâlâ böyle mi konuşacağız? h a k k ı m ı z var mı buna? Burada her halükârda bir h a s t a l ı k payı bu lunmalı” — b i z de yanıt veriyoruz: bu tüm zamanların bilgeleri, onları önce bir yakından görmeli! Belki hepsi de ayaklarının üstünde sağlam duramıyorlardı artık? geç? sal lantılı? dekadanlar? Yoksa bir karga gibi mi görünür bilge lik yeryüzünde, en ufak bir leş kokusuyla heyecanlanan?... *Bilgelerin görüş birliği
Sayfa 11
🌟İsminin son harfi seni sana anlatıyor. 🌸🕊️ A - lider ve azimli B - açıkfikirli ve sağlam C / Ç - enerjik ve kıpır kıpır D - sabırlı ve mantıklı E - empatik ve anlayışlı F - sıcak ve özverili
Reklam
S e v g i d i r en yalnız kişinin tehlikesi, her şeye duyulan sevgi, c a n l ı o l s u n y e t e r k i ! Gerçekten gülünç benim deliliğim ve sevgideki alçakgönüllülüğüm!
Sayfa 152
t ı r p a n l a gelir en dürüst m e l e k .
......................................... BÖLÜM V ...................................... T E P E N İ N A L T I N D A K İ I Ş I K
Sayfa 186 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
İlişkilerinizde arzu ettiğiniz desteği görmüyorsanız, bunun önemli nedenlerinden biri yeterince istememeniz ya da etkili bir biçimde istiyor olmamanızdır. Sevgi ve destek istemek herhangi bir ilişkinin başarısı açısından çok önemlidir. A-L-M-A-K için önce İ-S-T-E-M-E-N-İ-Z gerekmektedir.
Reklam
Karşı Doğa Olarak Ahlak §1
Biraz dürüst olunursa, Hıristiyanlığın yetiştiği zeminde, " t u t k u n u n t i n s e l l e ş t i r i l m e s i " gibi bir kavramın kurulmasının olanaksızlığı kabul edilecektir.
NARİNLERİN ARADIKLARI .
🌹 H 🌹 🌹 A 🌹 🌹 N 🌹 🌹 I 🌹 🌹 M 🌹 🌹 E 🌹 🌹 F 🌹 🌹 E 🌹 🌹 N 🌹 🌹 D 🌹 🌹 İ 🌹 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹 🌹 G Ü L İ S T E R 🌹 S E V M E K İ S T E R 🌹 S E V İ L M E K İ S T E R H A Y I R L I B İ R E Ş 🧑‍💼 İ S T E R 🌹🌹🌹🌹🫂🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
"Anladınız mı beni? Çarmıhtakine karşı Dionyssos..."
Bugüne değin “doğru” (Wahrheit) dedikleri ne varsa yalanın en kötüsü, en iki yüzlüce, en iğrendirici biçimi olarak açığa çıkarılmıştır: o kutsal “sözde neden”, insanlığı d ü z e l t m e k , gerçekte yaşamın iliğini, kanını emecek bir kandırmaca olarak töre bir kan emicilik olarak ortaya çıkarılmıştır: Törenin ne olduğunu bulan, onunla birlikte
Ecrasez l'infame! : Ezin alçağı! (Voltaire'in kiliseyi kastederek söylediği söz.)Kitabı okudu
Bir insan türüne değer biçmek için onun sürüp gidişinden ne sonuç çıkarılıyor bu düşünülmelidir – varoluş koşullarını bilmelidir onun. İyilerin varoluş koşulu bir y a l a n d ı r : başka bir deyimle gerçekliğin temelde ne türden olduğunu, hangi anlamda alınırsa alınsın, görmek i s t e m e m e k t i r . Oysa gerçek tüm iyiliksever içgüdüleri gerektirecek, o beceriksiz, iyi ellerin ikide bir kendi işine karışmasına göz yumacak türden d e ğ i l d i r. Genelde tüm türden s a k ı n c a d u r u m u n u bir karşı çıkış, ortadan kaldırılması gereken bir şey diye anlamak, e ş s i z b i r n i a i s e r i e ‘dir [bönlük] tümden ele alınırsa, sonuçları bakımından açık bir yıkım, korkunç bir salaklıktır.
Biliyorum başıma geleceği. Söylenecek adım, günün birinde korkunç bir olayın anısıyla benim, -yeryüzünde benzeri görülmemiş bir bunalımın, çok derin bir vicdan çatışmasının (Gewissens-Callision), o güne değin istenmiş, inanılmış, kutsallaştırılmış ne varsa, tümüne karşı yöneltilecek bir sözün anısıyla. Ben bir dinamitim, insan değilim. Din kurucularını anımsatan bir yanım yoktur benim tüm bunlara karşın, -ayaktakımının işidir dinler, dokununca dindar birine, yıkamam gerekir ellerimi. İstemiyorum “inananları”; biraz acımasızım kendi kendime inanç konusunda bile, öyle sanıyorum, yığınlar için değildir konuşmam benim…Ödüm kopuyor, korkuyorum, günün birinde e r m i ş l e r katına koyacaklar beni diye. Anlıyorsunuz, ö n c e d e n çıkarıyorum bu kitabı gelecekte benim adıma sarsaklıklar yapmasınlar diye. İstemem ermiş olmak bir soytarı olayım daha iyi…Sanırım öyleyimdir de. Buna karşın, daha doğrusu karşın d e ğ i l –ermişlerden daha iyi dolandırıcı gelmemiştir çünkü, - Benim ağzımdan doğrulardır çıkan. Ancak k o r k u n ç t u r benim doğrularım: bugüne değin yalana doğru dediler çünkü.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.