Kitabı elimden düşürmeden heyecanla okudum. Dili akıyor, sanki okumuyorsun da sohbet ediyorsun gibi. Mizah tam ayarında öyle yerlerde öyle sözler var ki bunu gerçekten yazarlık üzerine tavsiye veren bir yazar verebilir diyorsun. Kapağında da yazdığı gibi hem hayata hem de yazmaya dair bir kitap, hayatta herkes düşüyor herkes başarılı olmuyor önemli olan sonrasında ayaklanabilmek bunu çok güzel örneklerle açıklamış kesinlikle hepsi gerçekçi çözümler şişirilmiş anlamsız herhangi bir kısmı yok. Ben keyifle okudum imkanım olsa herkese hediye edeceğim tek kitap olurdu
Dinliyordum ve bana zeki dendiğini duyuyordum. Ne var ki sıradan bir adamın niteliklerinin nasıl olup da onun suçlu olduğuna dair çok kuvvetli delillere dönüştüğünü pek anlamıyordum.
Günlerin nasıl hem uzun hem bu kadar kısa olabildiğini anlamamıştım. Yaşaması uzundu elbette, fakat o kadar genişlemişlerdi ki sonunda iç içe geçiyorlardı. Adlarını yitiriyorlardı. Benim için içi boşalmadan anlamını koruyan yalnız dün ve yarın sözcükleriydi.
Herkes gibi olduğumu, aynıyla herkes gibi olduğumu ona söylemek istiyordum. Ancak bütün bunları söylemenin aslında pek faydası yoktu, ben de tembelliğimden, söylemekten vazgeçtim.
Ne kadar çok ruhsal durumu birey kendisi yaşar diye düşünülse de bireyin üzerindeki derin baskıyı somut bir şekilde ortaya koyuyor yazar kitapta. Toplumsal gerçekliğin, acımasızlığın kendi içinde var olan bireye şehvetli dönüşümü aynı zamanda bireyin rasyonel ve kunt bakışı derinden etkileyerek yer yer endişe, kabullenme, bazen yargılama bazen de aynı kuntlukte okurken buldum kendimi.
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111.8k okunma