Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ebru tepe

ebru tepe
@ebrusn
171 okur puanı
Şubat 2015 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Meğer kötü anne olmak, iyi anne olmanın yanında bebek işiymiş. İyi annelik, tükenmek bilmeyen bir mücadele, asla kazanma ihtimaliniz olmayan bir durumun içinde gece gündüz savaşmakmış. Çocuklar gece yattıktan saatler sonra bile, ikisi birlikte odalarında takılırken, yaptıklarımın veya yapmadıklarımın pişmanlığı ruhumu kemirirdi. Grace'in Mia'yı ağlatmasına neden izin verdim? Sırf sesleri kesilsin diye neden Mia'yı durması için azarladım? Neden her fırsatını bulduğumda sessiz bir köşeye kaçtım? Neden her günümü bir an evvel yalnız kalayım diye koşturarak geçirdim?
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
''Niye bu kadar çok çalışıyorsunuz ki?'' Jordan bir an düşündü ve kıkırdayarak, ''Zengin kalabilmek için tabi,'' dedi. ''Eğer zengin olmak hayatın tadını çıkarmanıza engel oluyorsa, o zaman zengin kalmaya çalışmak oldukça pahalıya mal oluyor desenize.''
''Sen nasıl olur da bana ders vermeye kalkarsın? Sen bir hiçsin, soyu, eğitimi ya da atası olmayan bir hiç.'' ''İyi bir soydan gelmek tabi ki arzu edilen bir şeydir,'' diye bir alıntı yaptı Alexandra sinirle, '' Ama bunun şerefi atalarımıza aittir; bize değil.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
''Görünüşünle ilgili endişelenmemelisin canım çünkü gerçek güzellik kalpten çıkar ve gözlerde yaşar,'' dedi.
Daha doğrusu, ben konuşuyorum siz dinliyorsunuz. Ne kadar harika bir şey bu! Yani gerçekten dinlemekten bahsediyorum. Çünkü insanların çoğu dinlemeyi bile bilmiyorlar. İnanın bana. Çoğunlukla konuşma sırası yeniden kendilerine gelsin diye karşılarındaki insanın susmasını beklerler yalnızca.
Reklam
Michelangelo'ya, muhteşem Davut heykelini nasıl yaptığını sormuşlar. 'Davut'u ben yaratmadım. O koca mermer blokta hep duruyordu. Ben sadece onu bulmak için mermeri yonttum.' diye cevap vermiş.
Fevzi Paşa cephe durumunu açıkladı, savaşın birkaç gün sonra kesin safhaya gireceğini belirtti, sözü Yunan zulümlerine getirdi: "Geçen gün Meclisimizde düşman mezalimi hakkında uzun tartışmalar yapıldı. Gerekirse, bizim de onun gibi davranmamızı teklif edenler oldu. Bu konuyu Bakanlar Kurulunda görüştük. Düşman ordusu, gerçekten, her yenilginin acısını, gerideki masum ve silahsız insanlardan çıkarmayı, köyleri yakıp yıkmayı şiar edinmiştir. Ama efendiler, bizim askerimiz, yüzyıllardan beri intikamını savaş meydanında almayı öğrenmiş bir askerdir. Onun için yüce heyetinizden istirham ediyoruz, düşmanın seviyesine inmeyelim..." Alkışlar ve bravo sesleri yükseldi.
Öfkeli bir milletvekili yanındakine, "Müttefikler Anadolu'da işlenen cinayetleri bilmiyorlar mı?." dedi, "..Biliyorlar. İzmir'e çıktığında Yunan tümeni ve İzmirli Rumlar öyle şeyler yaptılar ki bir kurula inceletmek zorunda kaldılar. İzmit ve Gemlik arasındaki Yunan mezalimini incelemesi için de bir Kızılhaç Kurulu yolladılar. Kurullar bu iki yerde yapılan insanlık dışı hareketleri saptadı ve rapor etti. İnsan sanır ki Avrupalılar kıyameti koparacaklar. Tersine örtbas ettiler. Her şeyi sessizliğe gömdüler. Ayın görünmeyen yüzü gibi, Batının da görünen parlak yüzünün arka yanı kapkara.''
Onunla bir daha hiç konuşmadı, zaten o da konuşmayı denemedi...Isabel sadece duruma katlandı ama kendisi için değil, Adrian için hiç değil...Sadece Morgan için. Çünkü Morgan bu gece parlamasını istemişti. Isabel de parladı... Tıpkı sönmeden önceki bir yıldız gibi...
Reklam
Kurtuluşa emek vermiş asker sivil, kadın erkek, şehirli köylü, genç yaşlı herkesi minnetle selamlıyorum. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Dünyanın hiçbir kadını, 'Ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha fazla çalıştım' diyemez.." Öğretmenler yürekten alkışlıyordu. Komutanlar ürperdiler. Anadolu kadınları olmasaydı bu zafer acaba kazanılabilir miydi?
Türklerin kararlılığı Lloyd George'un bütün ümidini kırdı. Yine yeniliyordu. Ayağa kalktı. "Ne yapalım." dedi, "..yüzyıllar nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakınız ki o büyük dâhiyi yüzyılımızda Türk milleti yetiştirdi. Hiçbir çabamız sonuç vermedi, M. Kemal Paşa'ya yenildik."
DAILY MAİL gazetesinde Sir Charles Tawsend'in bir demeci yayımlandı. Lloyd George'u birkaç kez uyarmış olan Tawsend şöyle diyordu: "Başbakan Lloyd George ve arkadaşları, Türk gururunun ne anlama geldiğini anlamadılar. Anlasalardı İngiltere bu gurur kırıcı duruma düşmezdi"
NURETTİN PAŞA, "Bence derhal Çanakkale ve İstanbul üzerine yürüyerek İngilizleri de defedelim" dedi. İsmet Paşa Nurettin Paşa'nın kolunu tuttu: "Ben size bir şey söyleyeyim mi? Osmanlı İmparatorluğunu da Enver Paşa'nın buna benzer hesapsız ve aceleci niyetleri yıktı. Zafer sırça kadehe benzer. Ancak dikkatle kullanılırsa işe yarar. Yoksa kırılır. Bir daha da eski hale getirilemez."
TÜRKİYE bir büyük bayram yerine, Türkler bayram çocuklarına dönmüştü. Bütün İslam ülkelerinde ve sömürgelerde de Türk zaferi kutlanıyordu. Gandhi çarpıcı bir demeç verdi: "Haydi beni bir daha tutuklayın İngilizler! Ama tutuklamak ve öldürmekle iş bitmiyor. İşte, öldü sanılan Türkler, cenaze törenleri için hazırlanan tabutlarını katillerinin başlarına geçirdiler."
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.