“ İnsanların şimdiye kadar ciddiye aldıkları, gerçeklik bile değillerdir, hastalıklı, en derin anlamda zararlı doğaların içgüdülerinden doğan salt kuruntulardır, daha açık konuşursak - yalanlardır - tüm o tanrı, ruh, erdem, günah, öbür dünya, hakikat, ebedi yaşam kavramları... “
Bütün her şey tek bir adımla başlar
Erdemi bütün dünyaya anlatmak isteyen eski insanlar önce kendi memleketlerini düzenlettiler. Memleketlerini düzenlemek isteyenler, kendi ailelerine iyi olmayı öğrettiler. Ailelerine iyi olmayı öğretmek isteyenler kalplerini yetiştirdiler. Kendilerini yetiştirmek isteyenler kalplerini düzelttiler. Kalplerini düzeltmek isteyenler, düşüncelerinde samimi oldular. Düşüncelerinde samimi olmak isteyenler, bilgilerini yükselttiler. Bilginin yükselmesi şeylerin incelenmesini sağlar.
Reklam
İnsanlığın şimdiye kadar ciddiye aldıkları, gerçeklik bile değillerdir, hastalıklı, en derin anlamda zararlı doğaların içgüdülerinden doğan salt kuruntulardır, daha açık konuşursak- y a l a n l a r d ı r- tüm o "tanrı" , "ruh", "erdem", "günah", "öbür dünya", "hakikat", "ebedi yaşam" kavramları...
İnsanlığın şimdiye kadar ciddiye aldıkları, gerçeklik bile değillerdir, hastalıklı, en değerin anlamda zararlı doğaların içgüdülerinden doğan salt kuruntulardır, daha açık konuşursak - yalanlardır- tüm o tanrı, ruh, erdem, günah, öbür dünya, hakikat, ebedi yaşam kavramları... Oysa insan doğasının büyüklüğü, 'tanrısallığı' o kavramlarda aranmıştır.
263 syf.
·
Not rated
Yaşadı Türk diye, öldü Türk diye....
Ömründe gülmedin, rahat bulmadın. Ölsen de nola ki anılmaz adın… Hey Atsız! Yirmi beş yılda kocadın, Başında saçların beyazlanmadan. Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve Çektiklerimiz büyük Atsız'ın akim kalmış mizahla yoğrulmuş bir hatıratıdır fakat bu hatırat gülümseyerek okunsa bile içindekiler gözyaşı ve iç sıkıntıları ile dolu. Atsız yaşasaydı
Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve Çektiklerimiz
Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi ve ÇektiklerimizHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 2018733 okunma
İnsanlığın şimdiye kadar ciddiye aldıkları, gerçeklik bile değillerdir, hastalıklı, en derin anlamda zararlı doğaların içgüdülerinden doğan salt kuruntulardır, daha açık konuşursak - yalanlardır - tüm o ''tanrı'', ''ruh'', ''erdem'', ''günah'', ''öbür dünya'', ''hakikat'', ''ebedî yaşam'' kavramları... Oysa insan doğasının büyüklüğü, ''tanrısallığı'' o kavramlarda aranmıştır. Böylelikle tüm politika, toplum düzeni, eğitim sorunları en zararlı insanların en büyük insanlar olarak kabul edilmesine yol açacak şekilde temelden ve kökten çarpıtılmışlardır, - ''küçük'' şeyleri, yani yaşamın temel olaylarını aşağılamak öğretilecek şekilde...
Sayfa 38
Reklam
174 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.