Caleb Arredondo Echo Sax End dinlerken ve hele ki hafif şarap içtiysem diz kapaklarımda hissettiğim titreyen ve göz kapaklarımı kapatmama neden olan içimi yakan o dürtü de ney beni böyle bardağa baktıran uzun uzun. Başım çok ağrıyor bazen.
"Her voice carries her higher and further than the seashore. She screams at night over the land The echo has no echo so she becomes the endless scream in the breaking news which was no longer breaking news when the aircraft returned to bomb a house with two windows and a door."
Sayfa 3 - archipelago books, journal, translated from the Arabic by Catherine CobhamKitabı okuyor
Reklam
"Wield my power?" I echo quietly. "Yes, Adena, wield your power," He breathes. "Because that is what I do. What I am."
Sayfa 111 - Adena & MakKitabı okudu
All influence is immoral—immoral from the scientific point of view." "Why?" "Because to influence a person is to give him one's own soul. He does not think his natural thoughts, or burn with his natural passions. His virtues are not real to him. His sins, if there are such things as sins, are borrowed. He becomes an echo of some one else's music, an actor of a part that has not been written for him.
I could use the distraction. Because lately whenever I’m by myself, the silence seems to echo louder than someone screaming directly in my face.
Hush, call no echo up in further proof Of desolation! there's a voice within That weeps as thou must sing.. alone, aloof. Sus, kederimin delili olan yankıyı daha fazla çağırma! İçimde için için ağlayan bir ses.. Sanki şöyle der: yalnız ve kendi halinde şarkı söylemelisin
Reklam
Tek bir dostum var, Echo; niçin mi dostum? Çünkü ben kederime sevdalıyım ve bunu benden çekip almıyor. Tek bir sırdaşım var, gecenin sessizliği; niçin mi sırdaşım? Çünkü susuyor.
Sayfa 81
Geceleri yatakta yatıp, ne olduğunu anlamaya çalışan onlar değildi. Uykudan çığlık atarak uyanan onlar değildi. Aklımı mı kaybediyorum acaba, diye merak edenler onlar değildi. Umutsuz hisseden onlar değildi. “Echo... Lila duraksadı, derin bir nefes alarak arabanın ön camından baktı. Bu kötü olmalıydı. Lila her zaman göz teması kurabilirdi. “ Şu anki duruma biraz da sen neden olrouş olabilir misin, bunu hiç düşündün mü?”
Sayfa 41
"Hangi konularda başarısızsın? Hepsinde mi?” O yeşil gözler dans ediyordu. Görünen o ki, Echo da başkalarının başarısızlıklarını yüzüne vurmaktan keyif alıyordu.
Sayfa 33
Screams. Terrible, tortured screams bounce around my skull, echo in my mind. Her. It’s her.
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kemiklerin oyunu
Kemikler dağıtıyor, kemikler yükseltiyor, kemikler azaltıyor, hem yerinde saydırıyor hem de öldürüyor biteviye. Bir mezarın içerisine gireceğinizi düşünüyorsunuz lakin o kadar şanslı değilsiniz. Çünkü burası sadece kitabın içindekilerin olduğu o garip alem. Yani... Bilinçakışı tekniğinin uygulandığı bu kitapta karakterler tanıdık. Beckett sizi uçuşa hazırlarken mitoloji, edebiyat, din, sanat gibi birçok şeye göndermeler yapıyor. Özellikle kitabın arkasındaki notlar bölümü kitapta olan pek çok şeyi açıklıyor.
Echo'nun Kemikleri
Echo'nun KemikleriSamuel Beckett · Ayrıntı Yayınları · 2018121 okunma
560 syf.
·
Puan vermedi
·
52 günde okudu
İstenmeyen Ade...
"Atlasın hissettikleri gerçekti.Echo ya ihanet edemezdi... Tüm insanlık umrunda değildi..." Belki Meryam için yeni bir karanlık dönem başlıyordu. Hikayenin neresinden bakarsam bakayım,sonu sinir bozucu olsada sürükleyiciydi. Tavsiye edilir.
Dura Mater
Dura MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 20215,1bin okunma
"Bir" dedi Belacque, " neredeyse göbek kordonum sakarca kesilir kesilmez rahimle yeniden birleşmeye çabaladım ve bu bebeklik çabalarımı ölüm gelip beni geri alana kadar azaltmadım".
Since I stood there facing him without saying a word, he thought I had not heard him. He repeated: Let's talk a little. I prefer talking to anything else. Nevertheless you will have to pay me like they all do. The time you can spend with me is fixed, and every minute counts as money. "You make me feel Im in a clinic. Why don't you hang a price list in the waiting room? Do you also have emergency visits?' There was a note of irony in his voice, but I could not see why, so I said, Are you being sarcastic about my work, or about the medical profession? 'Both,' he said 'Are they similar to one another? Yes,' he said, ' except that a doctor while carrying out his duties feels he's worthy of respect. "What about me?' I exclaimed. You are not respectable, he replied, but before the words not respectable' had even reached my ears, my hands rose to cover them quickly, but they penetrated into my head like the sharp tip of a plunging dagger. He closed his lips tightly. A sudden deep silence enveloped the room, but the words continued to echo in my ears, took refuge in their innermost depths, buried themselves in my head, like some palpable material object, like a body as sharp as the edge of a knife which had cut its way through my ears, and the bones of my head to the brain inside.
Resim