Birinci Dünya Savaşı meydanlarında, askerler korkunç psikolojik acılar çektiler. Öyle ki nörologlar, psikiyatristler, doktorlar, hemşi­ reler ve diğerleri, tehlikeyi anlamak ve tedavi etmek için mücadele ettiler. Savaşın sonunda zihnen travmatize olmuş ancak fiziksel yara almamış askerler vardı -bazıları cepheye yaklaşmamıştı bile- felç­ liler, körler, taş kesilenler, başı dönenler, unutkanlaşanlar, dehşete kapılanlar, halüsinasyon ve kâbus görmeye başlayanlar vardı. Birinci Dünya Savaşında sadece Müttefik Kuvvetleri arasında 1,6 milyon asker, zihnen yaralandı. Psikanaliz, bilinçdışındaki eski çatışmaların bazen çocukluğa uzandığını öne sürerek, bu yeni fark edilen savaş sonrası nevrozuna açıklama getirdi. Diğerleriyse, hasta numarası yapıldığından şüphelendi. Hasta bakıcılar, etkilenen askerleri ya­ tağa aldılar, yalnız kalma hapsi ve disiplin cezaları, elektrik şokları verdiler ve askerlerin sağlıklarına tekrar kavuşmaları için karakter oluşturma konuşmaları yaptılar.
Sayfa 55 - Pegasus yayınları Ocak 2018Kitabı okuyor
Dostoyevski için, kumar da bir çeşit kendini cezalandırma yöntemiydi. Genç karısına artık hiç kumar oynamayacağı ya da belli bir gün kumar masasının yanına yaklaşmayacağı konusunda namus sözü veriyor ama bu sözünü hiç bir zaman tutamıyordu. Kumar yüzünden parasız kalarak kendini ve karısını feci bir duruma düşürdüğü zaman da, bundan patolojik bir doygunluk sağlıyordu. Karısının karşısında, kendini küçük düşürüp gülünç hale sokuyor; karısının kendisini küçümsemesini ve günah işlemekten vazgeçemeyen bir adamla evlenmiş olduğu için acınmasını istiyor ve vicdanına çöken yükü böylece attıktan sonra yeniden eski hayatına dönüyordu. Dostoyevski’nin genç karısı kendini bu duruma alıştırmıştı. Çünkü, gerçek kurtuluş umudunu yaratabilen tek şeyin (yani Dostoyevski’nin eser vermesinin) ellerinde ne varsa hepsini kaybettikten ve bütün eşyalarını rehine verdikten sonra her zamankinden daha iyi gerçekleştiğini biliyordu.
Sayfa 27
Reklam
Sanatçının yaşantısını, nevrozunu psikanaliz yoluyla keşfetmenin eseri değerlendirmekte işe yaramayacağı doğrudur. Ancak psikanalize dayanan yöntem her zaman sanatçının psikolojisine yönelmez, bazen de doğrudan doğruya eseri çözümlemeye çalışabilir. Eserdeki karakterleri bu açıdan inceleyince bunların davranışlarını, kişiliklerini daha İyi kavrayabiliriz. (Freud ve E. Jones'un Hamlet karakterini inceleyişleri bu bakımdan ilginçtir, ama bu iki psikanalist Hamlet'in davranışlarını sonunda Shakespeare'in ruhsal durumuna bağlamakla yine sanatçıya yönelmekten kendilerini alamamışlardır.) Bugün özellikle modern edebiyatı incelerken psikanalizden bu yolda yararlanmak yerinde olabilir, çünkü modern sanatçılar Freud'dan ve Jung'dan etkilenmiş ve psikanalist öğretiyi kendi eserlerini yazarken uygulamışlardır. Ne var ki sözünü ettiğimiz eleştiri yöntemi sanatçı ya dönük eleştiri yöntemleri arasına girmez; bakışlarını esere çeviren bir eleştiridir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Psikanaliz Denemeleri adlı eserinde Freud şöyle yazar: "O eski özlü sözü hatırlayalım: Si vis pacem, para bellum. Barışı korumak istiyorsan savaş için silahlan. Bu sözü değiştirme zamanı: Si vis vitam, para mortem. Yaşama tahammül etmek istiyorsan ölümü kabul etmeye hazır ol." Hayata tahammül etmek mi? Bundan fazlası da söylenebilir. Büyük bir zevkle şunu söyleyeceğim: hayatı sevmek istiyorsan, onun kıymetinin bilincinde olmak istiyorsan, ölümün de hayatın bir parçası olduğunu unutma. Ölümü kabul etmek-kendinkini ve yakınlarınınkini-hayata sonuna kadar sadık kalmanın tek yoludur.
Sayfa 46
Lacan'ı derinden etkileyen başlıca iki yazar Mallarme ve Joyce'tur. Bu iki yazar eserlerinde yarılmanın (imleyen ile /imlenen arasındaki yarılma ya da yazınsal semptom yoluyla belleğimize işleyen Borromean yarılma) negatifliğini önemli ölçüde ele alırlar. hiç şüphesiz burada Lacancı psikanalizin aktarılmasındaki zorlukların başlıca nedenlerinden birini görmek gerekir. Bir stil sahibi olmanın, yani bir dilin pratiğinde bir yarılma yaratmanın yolu herhangi bir eğitimden geçmez...
Sayfa 719 - Guy-Felix Duportil ile SöyleşiKitabı okudu
Kötümser insan duvar takviminden her gün bir sayfa yırtarken, geride kalanların incelmesini korku ve üzüntüyle fark eden insana benzer.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
955 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.