Bu aşk konusunda ben farklı bir yol izledim Kimse bilmesin diye gayet sıkı gizledim Nice zamanlar onun kokusunu özledim Gayet nefis kokulu tütsüdür, yayıyorum Bu farklı tütsüyü ben bir lütuf sayıyorum
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
Zaten aşk da, edebiyatta zevklerin ortaklığı kadar, karşındakini başka rüyalara çekebilme becerisinden başka ne olabilirdi.
Sayfa 88 - İLETİŞİM YAYINEVİ
320 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mevlana ve Şems'in tanışmasına, yol arkadaşlıklarına ve aralarındaki muhabbete kısmı şahit tutulduğumuz bir yolculuk gibiydi..Tasavvuf şairi ve İslam alimi Mevlana’nın öğretileri tüm dünyada hem mistik düşünce hem de edebiyatta büyük etki yarattı. Anlatılan hikayelere göre, İslam aleminde daima çok sevilen Mevlâna, maneviyatın derinliklerini birlikte keşfettiği hocası Şems-i Tebrizi’yi kaybedince çok üzüldü. Bu kayıp onun gönül dünyasında büyük değişikliklere neden oldu.. .."Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur." Şems-i Tebrizi
Aşk-ı A-lâ
Aşk-ı A-lâŞems-i Tebrizi · Dokuz Yayınları · 2012316 okunma
Artık kabul edin ki aşk sevişmelerin güzel adlandırması olmuş bu dünyada. Ama etik kaygısı olmayan hiçbir aşka yer verilmez edebiyatta, erken yaşlananların ülkesinde, Kısa vadeli yalnızlıklara da yer yoktur orada, kısa vadeli acılara. Ve orada erken ölme telaşına kapılmak da bir suçtur ayrıca, cezası ölüm olan. Aşıkların çektiği acıya bir de faiz işleniyor orada han'fendi. Ve bilmemizi isterim ki sevdalarla hemhâl olanların yurdunda hüzün hayatın başkentidir. Yalnızlık ki duyguların en acemisidir- dalgalanır bu yurtta bir bayrak gibi Bu duygu cehennemin alın teri gibi/sanki. Hem siz herkesin bildiğini sandığı ama çok az kişinin yaşadığı o acının rengine büründünüz mü han'fendi?
Sayfa 90
Bu sevgi olağanüstü biçimde güçlendi. Onunki kadar yeni bir ruhta, bu bir tür bir ilk aşk halini aldı. Çocukluğundan beri neredeyse hiç tanımadığı ana babasından ayrı, kitaplarının içine gömülmüş, sanki orada mahpus olarak yaşamış, her şeyden önce okuma ve öğrenme açlığı çeken o zaman dek sadece biljmde genleşen zekasına ve edebiyatta gelişen hayal gücüne önem vermeye alışmış zavallı öğrencinin, henüz kalbinin yerini hissedecek zamanı olmamıştı. Ansızın gökten kucağına düşen bu anasız babasız küçük kardeş, bu küçük çocuk, onu yeni bir insan yaptı. Dünyada Sorbonne'un kısır tartışmalarından ve Homeros'un dizelerinden başka şeyler de olduğunu, insanın sevgiyi de ihtiyaç duyduğunu, sevgisiz ve şefkatsiz hayatın kupkuru, patırtılı ve acı veren bir çark düzeneğinden başka bir şey olmadığını fark etti; bunları sadece tasavvur etti, zira hayallerin yerini yine hayallerin aldığı, kan bağı ve aile sevgilerinin gerekli yegane sevgiler olduğu, sevilecek bir küçük kardeşin bütün bir hayatı doldurmaya yettiği yaştaydı.
Reklam
600 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.